Mirasta Saklı Pay ve Saklı Pay Oranları
Miras hukuku, bireylerin vefatı halinde mal varlıklarının kimlere ve hangi oranlarda geçeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Türk Hukuku’nda mirasçılar arasında adaleti sağlamak amacıyla “saklı pay” kavramı getirilmiştir. Saklı pay, belirli mirasçıların miras bırakandan kanunen alacakları asgari miras hakkını ifade eder. Bu makalede, saklı payın hukuki niteliği, kimlerin saklı pay hakkına sahip olduğu ve saklı payın ihlali halinde başvurulabilecek yollar ele alınacaktır.
Saklı pay, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun 506 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Miras bırakan, mal varlığı üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmakla birlikte, kanunen belirlenen mirasçıların saklı paylarını ihlal edecek tasarruflarda bulunamaz. Bu durum, mirasçıların korunmasına ve ailenin mali dengesinin sürdürülmesine yönelik bir önlem olarak düşünülmüştür.
Mirasbırakan terekenin bu oranı (kısmı) üzerinde tasarruf edemez. Kanunen öngörülen ve mirasbırakanın tasarruf edemeyeceği mirasçının sahip olduğu talebe saklı pay denir. Saklı paylar, yasal mirasçıların belli bir kısmının (saklı paylı mirasçıların) miras paylarının kanunda öngörülen oranlarıdır.
Saklı pay, saklı paylı mirasçılara herhangi bir sınırlama olmaksızın intikal eder. Bu durumda:
- Saklı pay üzerinde, üçüncü şahıs lehine saklı payı ihlal edecek şekilde bir edimin ifası istenemez.
Mirasbırakan, üçüncü şahıs lehine saklı paylı mirasçının saklı payını ihlâl edecek bir edimde bulunmasını isteyemez. Mirasçının üçüncü şahıs lehine bir edim yükümlülüğü sadece saklı payını aşan kısım üzerinde sözkonusu olur.
- Saklı payın kazanılması bir koşula (şarta) bağlanamaz.
- Saklı pay, artmirasçı atama veya art vasiyet alacaklısı tayin etme yolu ile yükümlülük altına konamaz.
Medeni Kanun’un 569’uncu maddesinde, açıkça mirası artmirasçıya geçirme yükümünün saklı payı zedelemesi halinde, mirasçının bu yükümlülüğü yerine getirmeyebileceğini, böyle bir yükümün geçersiz olacağını hükme bağlamıştır.
- Saklı pay, yükleme altına sokulamaz.
Yüklemeler mirashırakanın mirasçısına bir şeyi yapma veya yapmama yükümlülüğünü yükleyebilir. Ancak böyle bir yükleme, mirasçının
- Saklı payın hayat boyu yönetimi öngörülemez.
Saklı Pay Hakkına Sahip Mirasçılar
Türk Medeni Kanunu’na göre saklı pay hakkına sahip mirasçılar şunlardır:
- Altsoyu (çocukları, torunları, torunların çocukları, evlâtlığı ve onun altsoyu, vs.)
- Ana ve babası (mirasbırakanın altsoyunda mirasçı yok ise)
- Sağ kalan eş
Bunun dışındaki mirasçılar (kardeşler gibi) saklı pay hakkına sahip değildir.
Alt Soyun Saklı Payı
Mirasbırakanın altsoyunun saklı payı yasal miras payının 1/2′ dir.
Altsoya, mirasbırakanın evlât edindiği kişiler ve evlilik dışı olan fakat soybağı ile mirasbırakana bağlanan çocukları dahildir.
Ana Babanın Saklı Payları
Mirasbırakanın birinci zümresinde mirasçı yoksa, ikinci zümre mirasçıları mirasbırakana mirasçı olurlar. Kanun koyucu, ikinci zümreden ana, babanın saklı paylı mirasçı olduklarını hükme bağlamıştır. Kardeşler mirasbırakanın saklı paylı mirasçısı değildir.
Yasal miras paylarının 1/4’ü ana babanın saklı miras payıdır.
Sağ Kalan Eşin Saklı Payı
Kanun koyucu sağ kalan eşin saklı payını birlikte mirasçı olduğu zümreye göre farklı düzenlemiştir. Eşin yasal miras payı ve saklı miras payı birleştiği zümreye göre aşağıdaki şekilde olacaktır :
Eş;
- Zümre ile birlikte ise yasal miras payının 1/4’ü saklı payıdır.
- Zümre ile birlikte ise yasal miras payının 1/2’i saklı payıdır.
- Zümre başı ve onların çocukları ile birlikte ise yasal miras payının 3/4’ü saklı payıdır.
- Zümrenin torunları ile birlikte ise yasal miras payının 3/4’ü saklı payıdır.
Tek başına mirasçı ise yasal miras payının 3/4’ü saklı payıdır.
Mirasçıların yasal miras paylarını tespit edebilmek için Yasal Mirasçılar ve Miras Payları makalemizi inceleyebilirsiniz.
Saklı Payın İhlali ve Tenkis Davası
Miras bırakan, vasiyetname ya da sağlararası yapmış olduğu bağışlamalar ile saklı pay sahibi mirasçıların haklarını ihlal edemez. Eğer miras bırakan saklı payları ihlal eden tasarruflarda bulunmuşsa, saklı pay sahibi mirasçılar “tenkis davası” açarak mirasçılık haklarını koruyabilirler.
Türk hukukunda saklı pay, mirasçılar arasında adaleti ve aile bütünlüğünü korumak amacıyla benimsenmiş önemli bir kavramdır. Saklı pay sahibi mirasçılar, miras bırakanın tasarrufları ile hakları ihlal edilirse tenkis davası açarak korunabilirler. Dolayısıyla, miras planlaması yaparken saklı pay düşünülerek hareket edilmesi, ileride doğabilecek hukuki ihtilafların önüne geçebilir.
Hukuki sürecin etkin yönetilmesi, doğru stratejilerin belirlenmesi, güvenilir bir işbirliği miras davanızı en iyi şekilde yönetilebilmesi için hukuki ihtiyaçlarınızı anlayan ve ilgili alanda uzmanlaşmış bir miras avukatı ile süreci takip etmenizi önemle tavsiye ederiz.
İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/16856 Esas , 2013/16854 Karar ve 28/11/2013 Tarihli İlamı :
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin, murisin altsoy mirasçıları olduklarını, muris S. İ.’nin noterde düzenlenen 29.11.2007 tarihli vasiyetnamesi terekesinde bulunan ve tek malvarlığı olan taşınmazını davalı Vakfa bıraktığını, muris okur-yazar olmadığı halde “okur yazar” olduğu belirtilerek vasiyetname düzenlendiğini, gözlerinin iyi görmediğini, zaman zaman hafıza kaybı yaşadığını belirterek, vasiyetnamenin iptalini veya M.K.’nun 504/2. maddesine göre düzeltilmesini talep etmiş, ayrıca davacıların altsoy mahfuz hisseli mirasçı olmaları nedeniyle M.K.’nun 506/1. maddesine göre terekenin tenkisini talep etmiştir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan, davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Bu yön dikkate alınmadan saklı payı zedeleme kastı olduğuna dair delil sunulmadığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, ölüme bağlı tasarrufların saklı payı aşan kısmının mutlak tenkise tabi olduğu ve yukarıda özetlenen araştırmanın resen yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile tenkis talebinin reddi doğru görülmemiştir.