Hastaneye Kabul Sözleşmesi Nedir ?
Hastaneye hasta kabul sözleşmesi, bir hastanın hastane veya sağlık kuruluşu tarafından kabul edilmesi ve tedavi edilmesi sürecinde taraflar arasında yapılan sözleşmedir. Bu sözleşme, hastanın sağlık hizmeti almak amacıyla hastaneye başvurması ve hastane tarafından bu hizmetin sunulması arasındaki hukuki ilişkiyi düzenler. Hastaneye kabul sözleşmesi iki tarafa tam sorumluluk yükleyen ivazlı bir sözleşme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hasta kabul sözleşmesi genellikle şu konuları içerebilir:
1. Hasta bilgileri: Hastanın kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, sağlık durumu ve tedaviye ilişkin diğer bilgiler.
2. Tedavi planı: Hastanın alacağı sağlık hizmetlerinin türü, süresi, sıklığı ve diğer detayları.
3. Hizmet bedeli: Tedavi hizmetlerinin karşılığında ödenecek ücretler, sigorta kapsamı ve diğer mali konular.
4. Sorumluluklar: Hastanın ve hastanenin tedavi sürecindeki sorumlulukları, hakları ve yükümlülükleri.
5. Gizlilik ve güvenlik: Hastanın sağlık bilgilerinin gizliliği ve güvenliği ile ilgili kurallar ve taahhütler.
6. Tarafların hak ve sorumlulukları: Hastanın tedaviye uyum sağlaması ve hastanenin sağlık hizmetlerini zamanında ve uygun şekilde sunması gibi konular.Hasta kabul sözleşmesi, hastane ve hastanın haklarını ve yükümlülüklerini belirleyen bir belgedir ve tedavi sürecinin düzenli ve hukuki bir şekilde yürütülmesini sağlar.
Hastaneye Kabul Sözleşmesinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri Nelerdir?
Hastaneye hasta kabul sözleşmelerinde tarafların hak ve yükümlülükleri genellikle aşağıdaki şekilde belirlenir:
Hastanın Hakları:
1. Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı: Hastanın sağlık hizmetlerinden eşit ve adil bir şekilde yararlanma hakkı vardır.
2. Bilgilendirme hakkı: Hastanın tedavi süreci, sağlık durumu ve tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirilme hakkı bulunmaktadır.
3. Gizlilik hakkı: Hastanın sağlık bilgilerinin gizliliği ve mahremiyeti konusunda hakları vardır.
4. Onay hakkı: Hastanın tedavi planı, müdahaleler ve operasyonlar gibi konularda bilgilendirilerek onay verme hakkı vardır.
5. Şikayet hakkı: Hastanın aldığı sağlık hizmetleriyle ilgili şikayette bulunma hakkı ve şikayetlerinin değerlendirilmesi hakkı bulunmaktadır.
Hastanenin Yükümlülükleri:
1. Sağlık hizmetlerini sunma yükümlülüğü: Hastanenin hasta tarafından talep edilen sağlık hizmetlerini zamanında ve uygun şekilde sunma yükümlülüğü vardır.
2. Hasta güvenliğini sağlama yükümlülüğü: Hastanenin hastaların güvenliğini sağlama ve sağlık hizmetlerini güvenilir bir şekilde sunma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 72. maddesinde hastanenin yükümlülüklerin şöyle belirlemiştir.;
Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 72. maddesi
İcrayı sanat eden tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler numunesi veçhile Sıhhiye ve Muaveneti
İçtimaiye Vekaleti tarafından tertip ve mahalli sıhhiye memurlarınca musaddak, hastaların isim ve hüviyetlerini kayda
mahsus bir protokol defteri tutmağa mecburdurlar. Bu defterlerin kuyudu ücretten mütevellit davalarda Sahibi lehine delil
ittihaz olunabilir. Şu kadar ki müstenidi iddia olan kaydın hilafı vesaik veya delaili muteberei saire ile ispat edilebilir.
Hastaneye Kabul Sözleşmesinde Hastanenin Tazminat Sorumluluğu
Hastanenin hastaya karşı tazminat sorumluluğu, hastanenin sağlık hizmetlerini sunarken veya tedavi süreci sırasında hastaya zarar vermesi durumunda ortaya çıkan hukuki sorumluluktur. Bu sorumluluk, hastanenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, dikkatsizlik, ihmal veya hata yapması sonucu hastaya zarar vermesi durumunda söz konusu olabilir.
Hastanenin hastaya karşı tazminat sorumluluğu aşağıdaki durumlarda ortaya çıkabilir:
1. Tedavi hatası: Hastanenin sağlık personeli tarafından yapılan yanlış teşhis, tedavi veya cerrahi müdahale sonucunda hastaya zarar verilmesi durumunda.
2. İhmal veya dikkatsizlik: Hastanenin tedavi sürecinde gerekli özeni göstermemesi veya gereken tedbirleri almaması sonucunda hastaya zarar verilmesi durumunda.
3. Enfeksiyon veya yan etkiler: Hastanenin sterilizasyon kurallarına uymaması veya ilaç uygulamalarında yanlışlık yapması sonucu hastaya enfeksiyon veya yan etkilerin meydana gelmesi durumunda.
4. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği: Hastanenin sağlık hizmetlerini yeterli düzeyde sunmaması veya hizmet kalitesinin düşük olması sonucunda hastaya zarar verilmesi durumunda.Hastanenin hastaya karşı tazminat sorumluluğu, hastanın zararını karşılamak ve kaybını telafi etmek amacıyla ortaya çıkar. Bu durumda, hastanın veya hasta yakınının hastaneye karşı tazminat talebinde bulunma hakkı olabilir ve mahkeme kararıyla tazminat ödenmesi gerekebilir. Tazminat miktarı, hastaya verilen zararın türüne, niteliğine ve miktarına göre belirlenir.
3. Bilgilendirme yükümlülüğü: Hastanenin hastaları tedavi süreci, müdahaleler ve riskler hakkında bilgilendirme yükümlülüğü vardır.
4. Gizlilik yükümlülüğü: Hastanenin hastaların sağlık bilgilerini gizli tutma ve mahremiyetlerini koruma yükümlülüğü bulunmaktadır.
5. Şikayetleri değerlendirme yükümlülüğü: Hastanenin hastaların şikayetlerini değerlendirme ve çözümü için gerekli adımları atma yükümlülüğü vardır.
Hukuki sürecin etkin yönetilmesi, doğru stratejilerin belirlenmesi, güvenilir bir işbirliği tazminat davanızı en iyi şekilde yönetilebilmesi için hukuki ihtiyaçlarınızı anlayan ve ilgili alanda uzmanlaşmış bir tazminat avukatı ile süreci takip etmenizi önemle tavsiye ederiz.
Hasta Kabul Sözleşmelerinde Hastanenin Somut Organizasyon Sorumluluğu Nedir ?
Hasta kabul sözleşmelerinde hastanenin somut organizasyon sorumluluğu, hastanenin hastaların sağlık hizmetlerinden yararlanırken güvenli, etkili ve kaliteli bir ortam sunma ve sağlık hizmetlerini düzenli bir şekilde yürütme yükümlülüğünü ifade eder. Bu sorumluluk, hastanenin fiziki ve teknik altyapısını düzenleme, personel organizasyonunu sağlama, süreçleri yönetme ve hizmet kalitesini artırma gibi konuları kapsar.
Hastanenin somut organizasyon sorumluluğu şunları içerebilir:
1. Fiziki altyapı: Hastanenin hastaların konforlu ve güvenli bir ortamda tedavi görmelerini sağlamak için gerekli fiziki altyapıyı oluşturması ve bakımını yapması.
2. Teknik altyapı: Hastanenin tıbbi cihazlar, ekipmanlar ve diğer teknik gereksinimleri düzenli olarak kontrol etmesi, bakımını yapması ve güncel tutması.
3. Personel organizasyonu: Hastanenin yeterli sayıda ve nitelikli sağlık personeli istihdam etmesi, personelin eğitimini düzenli olarak yapması ve görev dağılımını doğru bir şekilde yapması.
4. Süreç yönetimi: Hastanenin hasta kabul süreci, tedavi süreci ve taburcu süreci gibi süreçleri etkin bir şekilde yönetmesi ve koordinasyonunu sağlaması.
5. Kalite yönetimi: Hastanenin sağlık hizmetlerinin kalitesini sürekli olarak kontrol etmesi, iyileştirmeler yapması ve hasta memnuniyetini artırıcı çalışmaları gerçekleştirmesi.Bu sorumluluklar, hastanenin hasta güvenliğini ve sağlık hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulmasını sağlamak amacıyla yerine getirilir. Hastanenin somut organizasyon sorumluluğu, hizmet kalitesini artırmak, hataları en aza indirmek ve hastaların güvenliğini sağlamak için önemlidir.
Hasta Kabul Sözleşmelerinde Hastane ve Hasta Arasında Yaşanacak Uyuşmazlıklarda Hangi Hukuk Kuralları Uygulanır ?
Hasta kabul sözleşmelerinde hastane ve hasta arasında yaşanabilecek uyuşmazlıklarda kullanılacak hukuk kuralları genellikle aşağıdaki şekilde belirlenir:
1. Hasta Sözleşmesi Hukuku: Hasta kabul sözleşmesi, hastane ve hasta arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen bir sözleşmedir. Bu nedenle, sözleşme hukuku kuralları çerçevesinde uyuşmazlıkların çözümünde hasta kabul sözleşmesi hükümleri ve genel sözleşme kuralları dikkate alınır.
2. Tıbbi Malpraktis Hukuku: Hastane ve sağlık personeli tarafından hastaya sağlanan tıbbi hizmetlerde meydana gelen hatalar, ihmaller veya yanlış uygulamalar nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıklarda tıbbi malpraktis hukuku uygulanabilir. Bu kapsamda, tıbbi hataların tespiti, sorumluluk ve tazminat konuları ele alınır. Tıbbı Malpaktis davalarına ilişkin geniş kapsamlı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
3. Sağlık Hukuku: Sağlık sektöründe yaşanan uyuşmazlıklarda sağlık hukuku kuralları ve mevzuatı da dikkate alınır. Sağlık hizmetlerinin sunumu, hasta hakları, sağlık personelinin sorumlulukları gibi konular sağlık hukuku çerçevesinde değerlendirilir.
4. Tüketici Hukuku: Hasta kabul sözleşmeleri tüketici ve sağlayıcı arasındaki bir ilişkiyi düzenlediği için tüketici hukuku kuralları da uyuşmazlıkların çözümünde önemli olabilir. Tüketici hakları ve tüketiciyi koruyan hükümler bu çerçevede dikkate alınır.
5. Medeni Hukuk: Hasta kabul sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda medeni hukuk kuralları da önemli olabilir. Taraflar arasındaki hak ve yükümlülükler, tazminat talepleri ve diğer konular medeni hukuk çerçevesinde ele alınabilir.
Uyuşmazlıkların çözümünde hangi hukuk kurallarının uygulanacağına ve hangi yargı merciinin yetkili olduğuna ilişkin hususlar, sözleşme şartlarına, mevzuata ve uygulama alanına göre belirlenir. Bu nedenle, uyuşmazlıkların çözümünde profesyonel hukuk danışmanlarından oluşan Muteber Hukuk Bürosu olarak desteklerimizi sunmaya hazırız.
Hastaneye Kabul Sözleşmesinin Şekil Şartı Nedir ?
Hastaneye kabul sözleşmelerinde şekil şartları, sözleşmenin geçerliliği için belirli bir şekilde düzenlenmesi gereken koşulları ifade eder. Şekil şartları, sözleşmenin yazılı olarak yapılması, imzalanması ve belirli bilgileri içermesi gibi unsurları kapsar. Hastaneye kabul sözleşmelerinde genellikle aşağıdaki şekil şartları bulunabilir:
1. Yazılı Olma Şartı: Hastaneye kabul sözleşmesi, taraflar arasında yazılı olarak yapılmalıdır. Sözleşmenin yazılı olması, tarafların haklarını ve yükümlülüklerini net bir şekilde belirlemek ve anlaşmazlıkların önüne geçmek amacıyla önemlidir.
2. Tarafların Kimlik Bilgileri: Hastaneye kabul sözleşmesinde tarafların (hasta ve hastane) kimlik bilgileri, iletişim bilgileri ve diğer kimlik tespit bilgileri gibi temel bilgilerin yer alması gerekir.
3. Tedavi Bilgileri: Sözleşmede hastanın alacağı tedavi hizmetleri, tedavi planı, müdahaleler, operasyonlar gibi konuların belirtilmesi önemlidir. Bu şekil şartı, hastanın tedavi sürecine ilişkin bilgilendirilmesini sağlar.
4. Hasta Hakları ve Sorumlulukları: Hastaneye kabul sözleşmesinde hastanın sahip olduğu haklar ve yükümlülüklerin belirtilmesi gerekmektedir. Bu şekil şartı, hastanın tedavi süreci ve sağlık hizmetlerinden nasıl yararlanacağı konusunda bilgilendirilmesini sağlar.
5. İmza ve Tarih: Sözleşmenin taraflar tarafından imzalanması ve tarih alması gerekmektedir. İmza, tarafların sözleşmeyi kabul ettiğini ve onayladığını gösterir.Şekil şartları, sözleşmenin geçerliliği ve uygulanabilirliği açısından önemlidir. Bu şartlara uyulmadığı takdirde sözleşmenin geçersiz sayılması veya uyuşmazlıkların çözümünde problem yaşanması söz konusu olabilir. Bu nedenle, hastaneye kabul sözleşmelerinin şekil şartlarına dikkat edilmesi ve gerekli bilgilerin yer aldığından emin olunması önemlidir.
Hastaneye Kabul Sözleşmesinin Çeşitleri Nelerdir?
Hastaneye kabul sözleşmeleri farklı türlerde olabilir ve hastanın aldığı sağlık hizmetine, tedavi sürecine veya hastane-poliklinik ilişkisine göre çeşitlilik gösterebilir. Hastaneye kabul sözleşmelerinin bazı yaygın çeşitleri şunlardır:
1. Genel Hastane Kabul Sözleşmesi: Bu tür sözleşme, hastanenin sunduğu genel sağlık hizmetlerinden faydalanmak isteyen her hasta için geçerli olan standart bir sözleşmedir. Hastanın hastaneye başvuru ve tedavi sürecini düzenler.
2. Ameliyat Kabul Sözleşmesi: Ameliyat yapılacak hastaların, ameliyat öncesinde imzalaması gereken özel bir sözleşmedir. Ameliyatın detayları, riskleri, sonuçları ve hasta onayı gibi konular bu sözleşmede yer alır.
3. Poliklinik Kabul Sözleşmesi: Hastanenin poliklinik hizmetlerinden faydalanmak isteyen hastaların imzalaması gereken bir sözleşmedir. Poliklinik muayenesi, tetkikler, reçete gibi konuları düzenler.
4. Yoğun Bakım Kabul Sözleşmesi: Acil durumlar veya ciddi sağlık sorunları nedeniyle yoğun bakıma alınan hastalar için geçerli olan özel bir sözleşmedir. Yoğun bakım hizmetlerine ilişkin detayları içerir.
5. Rehabilitasyon Kabul Sözleşmesi: Rehabilitasyon merkezlerinde veya hastanelerde rehabilitasyon hizmeti alan hastalar için geçerli olan bir sözleşmedir. Rehabilitasyon süreci, terapiler, egzersizler gibi konuları düzenler.
6. Psikiyatri Kabul Sözleşmesi: Psikiyatrik tedavi alan hastalar için geçerli olan özel bir sözleşmedir. Tedavi süreci, ilaç kullanımı, terapiler gibi konuları düzenler.
Hastaneye kabul sözleşmeleri, hastanın aldığı sağlık hizmetine ve tedavi sürecine göre farklılık gösterebilir. Bu sözleşmeler, hastane ve hasta arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyerek tarafların haklarını korur ve uyuşmazlıkların çözümünde temel bir belge olarak kullanılır.

Hastaneye tam kabul sözleşmesi ile hastaneye kısmi kabul sözleşmesi arasındaki farklar Nelerdir?
Hastaneye tam kabul sözleşmesi ile hastaneye kısmi kabul sözleşmesi arasındaki farklar şunlardır:
1. Hasta Kabul Süreci:
– Tam Kabul Sözleşmesi: Tam kabul sözleşmesi, hastanın hastaneye başvurması ve tüm sağlık hizmetlerinden yararlanmak amacıyla kabul edildiği bir sözleşmedir. Hastane, hastanın tüm tedavi sürecinden sorumludur.
– Kısmi Kabul Sözleşmesi: Kısmi kabul sözleşmesi ise hastanın belirli bir sağlık hizmetinden veya poliklinik hizmetinden faydalanmak amacıyla kabul edildiği bir sözleşmedir. Hastane, belirli bir hizmet için hasta tarafından kabul edilir.
2. Hizmet Kapsamı:
– Tam Kabul Sözleşmesi: Tam kabul sözleşmesi, hastanın hastanede alacağı tüm sağlık hizmetlerini kapsar. Yani hastanenin tüm birimlerinden, hizmetlerinden ve personelinden yararlanma hakkını içerir.
– Kısmi Kabul Sözleşmesi: Kısmi kabul sözleşmesi ise hastanın belirli bir hizmeti almak için hastaneye kabul edildiği için sadece belirli bir hizmet veya poliklinik hizmetini kapsar.
3. Sorumluluklar:
– Tam Kabul Sözleşmesi: Tam kabul sözleşmesinde hastanenin hastaya karşı sorumlulukları daha geniş kapsamlıdır. Hastanenin hastanın tüm tedavi sürecinden, güvenliği ve sağlığından sorumlu olduğu belirtilir.
– Kısmi Kabul Sözleşmesi: Kısmi kabul sözleşmesinde ise hastanenin sadece belirli bir hizmeti sunma ve bu hizmetin gerekliliklerini yerine getirme sorumluluğu vardır.
4. Tedavi Süreci:
– Tam Kabul Sözleşmesi: Tam kabul sözleşmesinde hastanın tüm tedavi süreci hastane tarafından planlanır, yürütülür ve takip edilir.
– Kısmi Kabul Sözleşmesi: Kısmi kabul sözleşmesinde ise hastanın sadece belirli bir hizmet için hastaneye başvurduğu için tedavi süreci o hizmete yöneliktir.Bu farklar göz önüne alındığında, hastanın alacağı hizmetin kapsamına ve hastaneye başvuru amacına göre tam kabul sözleşmesi veya kısmi kabul sözleşmesi yapılabilmektedir. Her iki sözleşme türü de hastanın haklarını korumak ve sağlık hizmetlerini düzenlemek amacıyla önemlidir.
Emsal Yüksek Mahkeme Kararları
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2009/15373 E. , 2010/5157 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı … avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan her iki tarafın bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.55 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 15.4.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı, murisi … Handanoğlu’nun gögüs ağrısı şikayeti ile davalı doktorun önerisi ile 6.2.2005 tarihinde davalı hastaneye yatırılarak tedavisine başlandığını murislerinin hakkında düzenlenen değerlendirme formunda ve yapılan muayenede akut kroner sendrom tanısı aldığını kalp damarlarında yaygın hastalık mevcut olduğu tespit edilmesine rağmen, davalılar tarafından gerekli tedbirlerin alınmadığını, beyin kanamasının tedavisindeki gecikmeden dolayı murisin 8.2.2005 tarihinde vefat ettiğini ileri sürerek, 60.000 YTL manevi tazminatın davalılardan müstereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı hastane, davacının murisinin tedavisine başlandığını, özel odaya alındığını olayda kusurlarının bulunmadığını, sanvunmuş, diğer davalı doktor da olaydaki tek fonksiyonunun davacıların murisinin yatarak tedavi görmesini önermek olduğunu, muayene ve tedavinin başka doktorlar tarafından yapıldığını, sözleşmenin özel hastane ile imzalandığını kendisinin hastanede isdikdam edilmediği gibi,
özel Kent Hastanesinin kadrolu hekimide olmadığını, hasta dosyasında adı ve orderları olmadığı, kendisinin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde 2547 sayılı YÖK Kanununa tabii çalışan bir devlet memuru ve kamu görevlisi olduğunu bir başka hastanede görev alması veya Hacettepe Hastenesi dışındaki hastaların takip ve tedavisini üstlenmesinin yasalara göre mümkün olmadığını, SGK Yönetmelikleri ve özel Hastane sözleşmelerinin de statüsü gereği hastayı takip ve tedavisinin üstlenmesini yasakladığını, hastanın beyin kanamasının takip ve tedavisinin özel Kent Hastanesinin sorumluluğunda olmasına rağmen, nöroloji uzmanı çağrılmasındaki gecikmeden kendisinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; alınan Adli Tıp Kurulu raporu, tanık beyanları ile hastanın beyin kanamasının takip ve tedavisinde nöroloji uzmanı çağrılmasındaki gecikmeden her iki davalının bilikte sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı doktor tarafından temyiz edilmiş, karar Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır.
Dava, davacının murisinin tedavi hizmetini üstlenen doktor ve hastanenin sorumluluğuna ilişkin manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davalı doktora husumet düşüp düşmeyeceği, olayın gereklerine göre bir kusurunun oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Doktorun önerisi ile de olsa, tedavi amacıyla bir özel hasteneye yatırılan hasta kişi ile hastane arasında Borçlar Kanunu kapsamında bir hukuki ilişki kurulmuş olur. Bu ilişki “A tipik, karma, tam hastaneye kabul sözleşmesidir.” Tam hastaneye kabul sözleşmesinde tüm hizmetler hastane işleticisi tarafından yerine getirilir.
Hususi Hastaneler Kanununda tanımlanan özel hastenelerde, hasta hastane işleticisiyle sözleşme ilişkisine girdiğinden hekimin sözleşmeden … sorumluluğu gündeme gelmez. Hekim hastane işleticisine bağlı olarak çalışmaktadır. Bu nedenle sorumluluk hastane işleticineaittir.
Hasta ile hastane arasındakihastaneye kabul sözleşmesinin yorumunda vekalet akdinin hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.
Tam hastaneye kabul sözleşmeside hastane işleteni … yardımlarının tümünü kendine bağlı çalışanlara eliyle yerine getirir.
Tüm hizmetler hastane işleticisi tarafından yerine getirilir. Burada hasta ile hekim arasında sözleşme ilişkisi bulunmadağından sorumluluk hastane işleticisine aittir.
Hasta, özel hastaneyi tercih ederken o hastaneden veriline hizmetin niteliğine ve kalitesine güvenerek gelmektedir. Hastane de tedavi ile ilgili hizmetin verelmesinde üst derecede özen ve sadakatle görevini yapmalıdır. Özel hastanelerden beklenen özen, hekimden beklenenden yüksek olmalıdır. Bu açıklamaların ışığında;
Somut olayda, davacının murisi … Handanoğlu’nun 6.2.2005 tarihinde davalı hastaneye davacı tarafından getirildiği, yapılan muayene ve hasta bilgilendirme formu neticesinde hazırlanan raporda hastanın akut kroner sendrom tanısı aldığı, hastanede yatarak tedavi görürken 7.2.2005 tarihinde beyin kanaması geçirdiği, davalı hastane hekimlerinin bu gibi acil durumlarda hastayı değerlendirmesi ve gecikmeden tedavisinin yaptırılması gerektiği, ilk nörolojik bulguların başladığı saat 15.00’dan saat 19.30’a kadar nörolojik açıdan müdahale edilmediği, tedavide gecikme nedeniyle davacının murisinin öldüğü Adli Tıp Raporu ve tanık olarak dinlenen davalı hastane çalışanlarının beyanları ile sabittir.
Bu durum karşısında, davalı hastanenin “hastaneye tam kabul sözleşmesi ile tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamadığı açık bir biçimde görülmektedir. Bu olguların … sonucu olarak davalı hastane zarardan sorumludur. Doktorun sorumluluğuna girilemez. (HGK 1986/13-640 esas 1987/701 karar, HGK 2009/13-393 esas 2009/452 karar sayılı ilamları) Hal böyle olunca mahkemece, davalı doktor yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Yukarıda açıklanan nedenlerde, temyiz olunan kararın davalı doktor yararına bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çokluğun aksi yöndeki onama görüşüne katılamıyorum.