İş Kazası Nedir ?
Türk hukukunda iş kazası, işverenin işyerinde çalışan işçilerin işleriyle ilgili olarak meydana gelen ve işçinin bedensel veya ruhsal bir zarar görmesine neden olan olayları ifade eder. İş kazaları genellikle işçinin iş yerinde çalışırken meydana gelen yaralanma, hastalanma veya ölüm gibi durumları kapsar. Türk Hukukunda ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. maddesinin 1. fıkrasında iş kazasının tanımı yapılmıştır.
İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 13- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle
sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir
yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt
vermek için ayrılan zamanlarda,.
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle
getiren olaydır.
İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sigortası Kanunu’na göre, iş kazası şu durumları içerebilir:
1. İş yerinde meydana gelen bir olay sonucu işçinin yaralanması veya ölmesi,
2. İşçinin işi sırasında maruz kaldığı bir tehlike sonucu hastalanması,
3. İşçinin iş yerinde veya işin gereği olarak maruz kaldığı bir tehlike sonucu mesleki hastalık geçirmesi.İş kazaları durumunda işçi, işverene karşı tazminat talep edebilir ve iş kazasının meydana geldiği iş yerindeki Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurarak iş kazası sigortası kapsamında haklarını talep edebilir. İşveren, iş kazalarını önlemek ve işçilerin güvenliğini sağlamakla yükümlüdür ve iş kazası sonucunda işçinin zarara uğraması durumunda tazminat ödemekle sorumludur.
İş Kazasının Tespiti Nasıl Sağlanır ?
İş kazasının tespiti genellikle şu aşamalardan oluşur:
1. İşyerindeki Yetkilendirilmiş Kişilerin Bildirimi: İşyerinde meydana gelen bir olayın iş kazası olup olmadığını tespit etmek için işyerinde yetkilendirilmiş kişiler tarafından olayın ilgili mercilere bildirilmesi gerekmektedir. İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı veya işveren, iş kazasının meydana geldiğini yetkili mercilere bildirmelidir.
2. İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı Raporu: İş kazasının tespiti için işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından olayın incelenmesi ve raporlanması önemlidir. Bu raporlar, iş kazasının nedenini, meydana geldiği koşulları, işçinin yaralanma derecesini ve iş kazasının sonuçlarını detaylı bir şekilde açıklar.
3. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başvurusu: İşçi, iş kazası sonucunda zarar gördüğünde işyerindeki yetkililere başvurarak olayı bildirmeli ve gerekli sağlık hizmetlerini almalıdır. Aynı zamanda işçi, iş kazasını SGK’ya bildirerek iş kazası sigortası kapsamında haklarını talep edebilir.
4. İş Mahkemeleri ve İş Müfettişleri: İş kazası durumunda iş mahkemeleri ve iş müfettişleri de olayı inceleyerek iş kazasının tespitini yaparlar. İş mahkemeleri, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkları çözmek, tazminat taleplerini değerlendirmek ve iş kazasının nedenini tespit etmekle görevlidir.İş kazasının tespiti için yukarıda belirtilen adımların yanı sıra olayın detaylı bir şekilde incelenmesi ve gerekli raporların alınması önemlidir. İş kazalarının tespit edilmesi ve işçilerin haklarının korunması için iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ve iş kazalarının önlenmesi büyük önem taşımaktadır.
İş Kazasının Tespiti Davası Nedir ?
İş kazasının tespiti davası, işçinin iş kazası sonucunda uğradığı zararın ve işverenin sorumluluğunun mahkeme kararıyla tespit edilmesi amacıyla açılan bir davadır. İşçi, iş kazası sonucunda uğradığı zararların tespiti ve tazminat talebi için iş kazasının tespiti davasını açabilir.
İş kazasının tespiti davası genellikle şu durumlarda açılabilir:
1. İşveren, iş kazasının işçinin kusuru nedeniyle oluştuğunu iddia ediyorsa,
2. İşveren, iş kazasının işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulmadığından kaynaklandığını kabul etmiyorsa,
3. İşveren, iş kazası sonucunda işçinin uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiğini kabul etmiyorsa.
İş kazasının tespiti davası sonucunda mahkeme, iş kazasının meydana geldiği koşulları, işverenin sorumluluğunu ve işçinin uğradığı zararları değerlendirerek karar verir. Mahkeme, işçinin haklarını korumak ve işverenin sorumluluğunu belirlemek amacıyla gerekli incelemeleri yapar ve kararını açıklar.İş kazasının tespiti davası, işçinin iş kazası sonucunda uğradığı zararların tespit edilmesi ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi için önemli bir hukuki süreçtir. İşçi, iş kazası sonucunda haklarını korumak ve zararlarını tazmin etmek için iş kazasının tespiti davasını açabilir ve mahkemeden haklı bulunması durumunda tazminat taleplerini karşılayacak bir karar alabilir.
İş Kazasının Tespiti Davalarından Taraflar
İş kazasının tespiti davalarında genellikle şu taraflar yer alır:
1. İşçi: İş kazası sonucunda zarar gören ve tazminat talep eden kişi işçidir. İşçi, iş kazasının tespit edilmesi ve uğradığı zararların tazmin edilmesi için iş kazasının tespiti davasını açar.
2. İşveren: İş kazasının meydana geldiği iş yerinin sahibi veya işverenidir. İşveren, iş kazasının nedenlerini ve sorumluluğunu savunur ve mahkeme sürecinde işveren tarafı olarak yer alır.
3. SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu): İş kazası sonucunda işçiye sağlık hizmeti ve tazminat ödemekle sorumlu olan kurumdur. SGK, iş kazası sonucu meydana gelen olayları inceleyerek işçinin haklarını korur.
4. İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı: İş kazasının meydana geldiği iş yerinde görev yapan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı olayın incelenmesi ve raporlanması sürecinde rol alır.
5. Mahkeme: İş kazasının tespit edilmesi davası, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için iş mahkemelerinde görülür. Mahkeme, iş kazasının nedenlerini inceleyerek taraflar arasında adil bir karar verir.Bu taraflar dışında, iş kazasının tespit edilmesi davası sürecinde gerekli görülen durumlarda tanıklar, uzmanlar ve diğer ilgili kişiler de davaya dahil olabilir. İş kazasının tespiti davalarında taraflar arasındaki hak ve sorumluluklar, mahkeme kararıyla belirlenir ve işçinin zararları tazmin edilir.
İş kazasının Tespiti Davalarında Arabuluculuk
İş kazasının tespiti davalarında arabuluculuğa başvurulması zorunlu değildir. Türk hukukunda iş kazalarıyla ilgili çıkan uyuşmazlıklarda arabuluculuk zorunlu tutulmamıştır. Ancak, taraflar anlaşmazlık durumunda arabuluculuk yoluna başvurarak sorunlarını daha hızlı ve etkili bir şekilde çözebilirler.
Arabuluculuk, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların gönüllü olarak çözülmesi için bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. İş kazasının tespiti davalarında arabuluculuk süreci, işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi ve mahkeme sürecinin önlenmesi amacıyla tercih edilebilir. Taraflar arabuluculuk süreci sonunda anlaşmaya varırlarsa, mahkeme süreci ve uzun süreçlerden kaçınılabilir.Ancak, iş kazasının tespiti davalarında arabuluculuk zorunlu değildir ve taraflar doğrudan mahkemeye başvurabilir. Tarafların arabuluculuk sürecine gitme kararı tamamen gönüllülük esasına dayanır ve zorunlu değildir. İş kazasının tespiti davalarında arabuluculuk sürecine başvurulup başvurulmaması, tarafların tercihlerine ve anlaşmazlık durumuna göre değişebilir.
İş Kazasının Tespiti Davaları Görevli ve Yetkili Mahkeme
İş kazasının tespiti davalarında görevli ve yetkili mahkeme iş mahkemeleridir. İş Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk mahkemeleri İş mahkemesi sıfatı ile davaya bakar. Türkiye’de iş mahkemeleri, işçi-işveren ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkları çözmekle görevlidir. İş kazalarının tespiti, işçinin uğradığı zararların tespiti ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gibi konular iş mahkemeleri tarafından ele alınır.
İş kazasının tespiti davalarında görevli ve yetkili mahkeme genellikle işçinin çalıştığı işyerinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesidir. İş mahkemeleri, iş kazalarıyla ilgili davaları görme yetkisine sahiptir ve iş kazalarının tespiti davaları bu mahkemelerde açılır.
İş kazası tespiti davalarında, iş mahkemeleri işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkları çözmekle görevlidir. Mahkeme, iş kazasının nedenlerini, işçinin uğradığı zararları ve işverenin sorumluluğunu inceleyerek adil bir karar verir. İş mahkemeleri, işçinin haklarını korumak ve işverenin sorumluluklarını belirlemek amacıyla iş kazasının tespiti davalarını titizlikle inceler ve karara bağlar.
İş kazasının tespiti davalarında, iş mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğu ve işçi-işveren ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynadığı unutulmamalıdır. Bu nedenle, iş kazası tespiti davalarında doğru mahkemeye başvurmak ve süreci doğru şekilde takip etmek önemlidir.
İş kazasının Tespiti İşçinin Hangi Hakları Açısından Önemlidir?
İş kazasının tespiti işçinin birçok hak açısından önemlidir. İşçi, iş kazası sonucu uğradığı zararları tespit etmek ve bu zararların tazmin edilmesi için iş kazasının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. İş kazasının tespiti, işçinin aşağıdaki hakları açısından önemli bir rol oynar:
1. Tazminat Hakkı: İş kazası sonucunda zarar gören işçi, iş kazası tespit edildiğinde uğradığı maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi hakkına sahiptir. İş kazasının tespiti, işçinin tazminat haklarını belirlemek ve zararlarının karşılanmasını sağlamak açısından önemlidir.
2. Sağlık Hizmetleri ve Tedavi: İş kazası sonucunda yaralanan veya hastalanan işçi, iş kazasının tespit edilmesiyle işyeri hekimi veya sağlık kuruluşlarından gerekli sağlık hizmetlerini alabilir. İş kazası tespit edilirse, işçiye gerekli tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri sağlanabilir.
3. İş Güvencesi: İş kazası sonucu iş göremez hale gelen veya işten uzak kalan işçi, iş kazasının tespit edilmesiyle iş güvencesi kapsamında korunabilir. İş kazası tespit edildiğinde işçi, işveren tarafından işten çıkarılamaz ve iş güvencesi haklarından faydalanabilir.
4. Sosyal Güvenlik Hakları: İş kazası tespiti, işçinin sosyal güvenlik haklarının korunması açısından önemlidir. İş kazası sonucu zarar gören işçi, Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurarak iş kazası sigortası kapsamında haklarını talep edebilir.İş kazasının tespiti, işçinin haklarının korunması ve zararlarının tazmin edilmesi açısından büyük önem taşır. İşçi, iş kazası sonucunda uğradığı zararları tespit etmek ve haklarını korumak için iş kazasının doğru bir şekilde belirlenmesini ve tespit edilmesini sağlamalıdır.
İş Kazası Nedeli ile Maddi – Manevi Tazminat
İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat, işçinin iş kazası sonucunda uğradığı maddi ve manevi zararların karşılanması amacıyla işverenden talep edilen tazminatlardır.
1. Maddi Tazminat: İş kazası sonucunda işçinin maddi olarak uğradığı zararlar, maddi tazminat kapsamında karşılanır. Bu zararlar genellikle işçinin tedavi masrafları, rehabilitasyon giderleri, iş gücü kaybı ve gelir kaybı gibi ekonomik zararları içerir. Maddi tazminat, işçinin iş kazası sonucunda yaşadığı ekonomik kayıpların telafi edilmesini sağlar.
2. Manevi Tazminat: İş kazası sonucunda işçinin ruhsal olarak yaşadığı acı, ıstırap, keder ve diğer duygusal zararlar manevi tazminat kapsamında değerlendirilir. İşçinin iş kazası nedeniyle yaşadığı psikolojik etkiler, manevi tazminat talebinin temelini oluşturur. Manevi tazminat, işçinin duygusal zararlarının telafi edilmesini amaçlar.
İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmek için işçinin iş kazasının tespit edilmesi, zararlarının belirlenmesi ve tazminat taleplerinin haklılığının kanıtlanması gerekmektedir. İşçi, işverenden maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesini talep ederek, iş kazası sonucunda uğradığı zararların telafi edilmesini sağlayabilir.Maddi ve manevi tazminat tutarları, iş kazasının niteliği, işçinin yaşadığı zararların derecesi ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir. İşçi, iş kazası nedeniyle uğradığı zararların karşılanması için gerekli hukuki adımları atarak maddi ve manevi tazminat taleplerini mahkeme yoluyla da gündeme getirebilir. Bu hususta Gaziantep Tazminat Avukatı olarak uzman kadromuzla hukuki destek sunmaya hazırız.
İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarına yönelik detaylı bilgi elde etmek için tıklayınız: İş Kazası Nedeni İle Maddi Manevi Tazminat
İş Kazası Nedeni İle Geçici İş Görememezlik Ödeneği Nedir?
İş kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneği, iş kazası sonucu işçinin çalışamayacak duruma gelmesi ve geçici olarak iş göremez hale gelmesi durumunda, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından işçiye ödenen bir sosyal yardım türüdür. Bu ödeneğin amacı, iş kazası sonucu çalışamayan işçinin gelir kaybını bir ölçüde telafi etmektir.
Geçici iş göremezlik ödeneği, işçinin iş kazası sonucu geçici olarak iş göremez hale gelmesi ve işverenden ücret alamaması durumunda SGK tarafından işçiye ödenir. İş kazası sonucunda işçinin iş göremezlik süresi boyunca geçici iş göremezlik ödeneği alması, işçinin ekonomik olarak desteklenmesini sağlar.
Geçici iş göremezlik ödeneği, iş kazası sonrası işçinin tedavi ve rehabilitasyon sürecinde geçici olarak iş göremez kaldığı dönemde SGK tarafından ödenir. Bu ödeneğin miktarı, işçinin kazancına ve iş göremezlik süresine bağlı olarak belirlenir. İşçi, iş kazası sonucu geçici iş göremez hale gelirse, işyeri hekimi veya sağlık kuruluşu tarafından verilen raporla SGK’ya başvurarak geçici iş göremezlik ödeneği talep edebilir.
Geçici iş göremezlik ödeneği, iş kazası sonucu gelir kaybı yaşayan işçiler için önemli bir sosyal yardım türüdür. İşçinin geçici olarak iş göremez hale geldiği dönemde maddi destek sağlayarak işçinin ekonomik durumunu korumaya yardımcı olur.
İş Kazası Nedeni İle Sürekli İş Görememezlik Geliri Nedir ?
İş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri, iş kazası sonucunda işçinin kalıcı şekilde iş göremez hale gelmesi durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenen bir sosyal yardım türüdür. Bu gelir, iş kazası sonucu işçinin iş göremezlik durumunun uzun vadeli ve sürekli olduğu durumlarda ödenir. Ancak işçinin iş kazası nedeni ile sürekli iş görememezlik gelirinden faydalanabilmesi için geçirdiği iş kazası neticesinde meslekte kazanma gücünü en az %10 oranında kaybetmiş olması gerekir.
Sürekli iş göremezlik geliri, iş kazası sonucu işçinin çalışma kapasitesini kalıcı olarak kaybetmesi ya da iş yapamayacak duruma gelmesi durumunda ödenir. İşçinin uzun süreli veya sürekli olarak iş göremez hale gelmesi durumunda, SGK tarafından işçiye sürekli iş göremezlik geliri ödenir.
Sürekli iş göremezlik geliri, işçinin yaşadığı iş kazası sonucu gelir kaybını bir ölçüde telafi etmeyi amaçlar. Gelir seviyesi ve işçinin durumuna bağlı olarak belirlenen bu ödeme, işçinin geçimini sağlamak ve ekonomik olarak desteklenmesini sağlar.Sürekli iş göremezlik geliri, işçinin iş kazası sonucu yaşadığı kalıcı iş göremezlik durumunda SGK tarafından ödenir ve işçinin çalışma kapasitesi ve gelir kaybı göz önünde bulundurularak belirlenir. İşçinin iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelmesi durumunda, SGK’ya başvurarak sürekli iş göremezlik geliri talep edebilir. Bu gelir, işçinin kalıcı iş göremezlik durumunda geçimini sağlamasına yardımcı olur.
İş Kazası Nedeniyle Maluliyet ve Malul Aylığı Nedir ?
İş kazası nedeniyle maluliyet ve malul aylığı, iş kazası sonucunda işçinin çalışma kapasitesini kısmen veya tamamen kaybetmesi durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenen sosyal yardım ve gelir türleridir. Maluliyet ve malul aylığı, iş kazası sonucu kalıcı bir sakatlık veya iş göremezlik durumu yaşayan işçilere sağlanan desteklerdir. Ancak işçinin iş kazası nedeni ile malul aylığından faydalanabilmesi için geçirdiği iş kazası neticesinde meslekte kazanma gücünü en az %60 oranında kaybetmiş olması gerekir. Ayrıca işçi 10 yıllık sigortalılık süresini ve 1800 gün prim süresini doldurması gerekmektedir.
1. Maluliyet: İş kazası sonucunda işçinin çalışma kapasitesini kısmen veya tamamen kaybetmesi durumunda maluliyet statüsü verilir. Maluliyet derecesi, işçinin iş kazası sonucu yaşadığı sakatlık veya iş göremezlik durumuna göre belirlenir. Maluliyet, işçinin çalışma kapasitesinde kalıcı bir azalma olduğunu ve iş gücü kaybı yaşadığını gösterir.
2. Malul Aylığı: Maluliyet durumundaki işçilere SGK tarafından malul aylığı ödenir. Malul aylığı, iş kazası sonucu kalıcı iş göremezlik durumu yaşayan işçilere sağlanan bir gelir türüdür. Malul aylığı, işçinin gelir kaybını bir ölçüde telafi etmeyi amaçlar ve işçiye düzenli olarak ödenir.
Maluliyet ve malul aylığı, iş kazası sonucunda işçinin çalışma kapasitesini kaybettiği durumlar için önemli sosyal koruma ve destek mekanizmalarıdır. Bu tür yardımlar, işçinin ekonomik olarak desteklenmesini ve yaşadığı iş kazası sonucu yaşadığı zorlukların hafifletilmesini sağlar.
İş kazası sonucu maluliyet durumu yaşayan işçilerin haklarını korumak ve desteklemek amacıyla maluliyet ve malul aylığı gibi sosyal yardım ve gelir türleri sağlanır. Bu yardımlar, işçinin yaşadığı iş kazası sonucu iş gücü kaybını telafi etmek ve ekonomik olarak desteklemek amacıyla önemli bir rol oynar.
Emsal Kararlar:
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/20430 E. , 2014/1609 K.
MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2009/687-2013/734
Davacı, murisi iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 17.10.2008 tarihinde meydana gelen kaza sonucu Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu raporuna göre % 100 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalı M.. P.. ve eşi C.. P.. ile sigortalının 2.7.2012 tarihinde ölümü nedeniyle diğer yasal mirasçılarının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırma ile bu sonuca varıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın niteliği itibarıyla davacının yaralanmasına yol açan kazanın iş kazası olup olmadığının hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde belirlenmesi gerektiği açıktır.
5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5.madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir.
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19. maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir.
Yapılacak iş; davacılara iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise sigortalının vefatı sebebiyle külli halefiyet kuralına göre sigortalının mirasçılarına fiili bir ödeme yapılmış(veya yapılacak ise) bunun rücuya tabi kısmının hesaplanan tazminattan düşülerek maddi ve manevi tazminat istemi hakkında bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.