Bir kişinin bir trafik kazasında zarar görmesi durumunda, diğer taraf veya diğer taraflar aleyhine maddi veya manevi tazminat talebinde bulunma hakkı mevcuttur. Trafik kazaları sonucunda kişiler maddi hasarlarla birlikte bedensel yaralanmalara veya hatta ölüme kadar çeşitli zararlar görebilir.
Hukuki sürecin etkin yönetilmesi, doğru stratejilerin belirlenmesi, güvenilir bir işbirliği ile tazminat davanızı en iyi şekilde yönetilebilmesi için hukuki ihtiyaçlarınızı anlayan ve ilgili alanda uzmanlaşmış bir tazminat avukatı ile süreci takip etmenizi önemle tavsiye ederiz.
Tazminat davası süreci genellikle şu aşamalardan oluşur:
1. Kaza Bildirimi ve Raporlama
- Kazaya karışan taraflar, polisi hemen haberdar edip bir kaza raporu almalıdır. Kaza raporu, olayın detaylarını ve sorumluluğu belirlemeye yardımcı olur.
2. Tıbbi Değerlendirme
- Yaralanan taraf, gerekli tıbbi yardımı almalı ve yaralanmanın tıbbi belgelerini toplamalıdır. Bu belgeler, tıbbi giderlerin ve yaralanmanın ciddiyetinin belirlenmesine yardımcı olur.
3. Sigorta Şirketi İletişimi
- Kazaya karışan taraflar, sigorta şirketleriyle iletişime geçmelidir. Sigorta şirketleri genellikle maddi hasar ve tıbbi masrafları karşılamak için devreye girer.
4. Tazminat Talebi
- Yaralı veya zarar gören taraf, kendi sigorta şirketi aracılığıyla veya doğrudan diğer taraf veya taraflardan maddi veya manevi tazminat talep edebilir.
5. Hukuki Yardım ve Dava Açma
- Anlaşmazlık çözüme kavuşamazsa veya tazminat talebi reddedilirse, yaralı taraf bir avukat tutarak mahkemeye başvurabilir. Hukuki süreç, delillerin sunulması, ifadelerin alınması ve mahkeme kararı gibi aşamalardan oluşur.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açma hakkına sahip olan kişiler şu şekildedir:
1. Kazada Yaralanan Kişiler
- Trafik kazasında yaralanan sürücüler, yolcular ve yayalar, kendi maddi ve manevi zararlarını karşılamak için tazminat davası açabilirler. Bu, kaza sonucu oluşan tıbbi giderler, gelir kaybı ve benzeri zararları içerebilir.
2. Ölen Kişinin Varisleri
- Eğer bir trafik kazası sonucunda bir kişi hayatını kaybetmişse, bu kişinin varisleri (mirasçıları), ölen kişinin maddi ve manevi zararlarını karşılamak için tazminat davası açabilirler. Bu durumda, genellikle destekten yoksun kalma tazminatı talep edilir.
3. Maddi Zarar Gören Araç Sahipleri
- Trafik kazası nedeniyle araçta maddi hasar meydana gelmişse, aracın sahibi veya sigorta şirketi, maddi zararlarını karşılamak için tazminat davası açabilir.
4. Diğer Maddi Zarar Görenler
- Kazaya karışan taraflar arasında üçüncü şahıslar veya mülk sahipleri de maddi zarar görmüşse, bu kişiler de kendi maddi zararlarını tazmin etmek için dava açabilirler.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası açılabilecek Kişi ve İlgililer
Kazada sorumluluğu olan kişilere veya kurumlara karşı açılır.
1. Diğer Sürücü veya Sürücüler
- Eğer kaza başka bir sürücünün kusuru nedeniyle meydana geldiyse, mağdur sürücü veya yolcu, kaza sorumlusuna karşı tazminat davası açabilir. Bu, diğer sürücünün ihmali, dikkatsizliği veya trafik kurallarına uymaması durumunda geçerli olabilir.
2. Araç Sahibi
- Kaza, bir aracın sahibinin kontrolü dışında meydana gelmiş olabilir. Ancak aracın sahibi, aracını kullanana karşı sorumluluktan muaf tutulmayabilir. Örneğin, araç sahibi aracını yetkilendirilmiş bir sürücüye kiralamışsa ve bu sürücü kusurlu davranmışsa, araç sahibine karşı tazminat davası açılabilir.
3. Kamu Taşıma Araçları veya Şirketler
- Trafik kazası, bir otobüs, taksi veya diğer kamu taşıma aracının karıştığı bir durumda, şirket veya taşıma aracı sahibine karşı tazminat davası açılabilir. Bu durumda, şirketin veya taşıma aracı sahibinin sorumluluğu değerlendirilebilir.
4. Yol Bakımından Sorumlu Kurumlar
- Kaza, kötü yollar, bakımsız kavşaklar veya trafik işaretlerinin eksik olduğu bir alanda meydana gelmişse, yerel otoriteler veya yol bakımından sorumlu kuruluşlar da tazminat davasının tarafı olabilir.
5. Sigorta Şirketleri
- Kaza sonucu maddi zararların karşılanması için sigorta şirketleri tazminat ödemesi yapmalıdır. Ancak, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler yetersizse veya reddedilirse, mağdur sigorta şirketi aleyhine tazminat davası açabilir.
Trafik Kazasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Trafik kazaları nedeniyle araç sürücüsüne karşı açılacak davalarda asliye hukuk mahkemeleri görevli olur. Sigorta şirketine karşı açılacak davalarda asliye ticaret mahkemeleri görevlidir.
Yetkili mahkeme ise, genel yetki kuralına göre davalının ikametgâhı mahkemesidir. Birden çok mağdur ya da davalı var ise kazanın olduğu yer mahkemesinde davayı açmak uygun olacaktır. Ayrıca haksız fiile ilişkin hükümler uygulama alanı bulacaktır.
Ölümlü Trafik Kazası Davasında İstenebilecek Zararlar
Ölümlü trafik kazası tazminat davasında talep edilebilecek zararlar genellikle maddi ve manevi zararları içerir. Genel olarak ölümlü trafik kazası tazminat davasında talep edilebilecek bazı zararlar:
1. Maddi Zararlar
- Cenaze Giderleri: Ölen kişinin cenaze masrafları, defin işlemleri ve diğer ilgili masraflar talep edilebilir.
- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Ölen kişinin ailesi, kaybedilen geliri talep edebilir. Bu, ölen kişinin ailenin finansal durumuna, gelirine ve gelecekteki kazanç potansiyeline bağlı olarak değişebilir.
- Tedavi Masrafları: Kaza nedeniyle ölen kişinin tedavi masrafları, kazadan önceki tıbbi giderler talep edilebilir.
Destekten Yoksun Kalma Zararı
Destekten yoksun kalma nedeniyle uğranılan zarar, yasada açıkça öngörülmüş biçimde talep hakkı tanıyan yansıma zararını oluşturmaktadır. Trafik kazası nedeniyle vefat edenin (müteveffanın) gelirinden ve yardımından yoksun kalana hak sahiplerinin muhakkak olan fakat halele uğratılan, menfaatleri oranında talep ettikleri zarara denir. Bu talep hakkı, üçüncü kişilere karşı temlik edilebilir, rehnedilebilir.
Müteveffanın desteğinden söz edebilmek için, ölmeseydi o kişinin geçimini kısmen ya da tamamen karşılıyor ya da ilerde kuvvetle muhtemel karşılayacak olması gerekir. Bu karşılamanın geçici olmaması, eylemli ve düzenli olması, zararın meydana geldiği olaydan sonra da devam ediyor olması gerekir. Ayrıca, destek konusunda olay anında kişi ya da kişilere var olan destek için “fiili (gerçek) destek”, ilerde kuvvetle muhtemel doğacak için de “farazi destek” ayrımı yapılmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatı hesabında, ölenin eşi, çocukları ile anne ve babası, doğal olarak destekten yoksun kalan olarak alınmaktadır. Ayrıca, yüksek yargı içtihatlarıyla müteveffanın nişanlısı, yasal (resmi) nikâhı olmayan eşi de destekten yoksun kalan olarak kabul edilmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenden intikal eden bir miras değil, yasal olarak destekten yoksun kalanlara tanınmış bir haktır. Müteveffa yasalara, genel ahlak ve adaba, örf ve adetlere ters düşmemek şartı ile eylemli ve düzenli olarak üçüncü bir kişiye yardımda bulunuyorsa destek ilişki doğar. Ancak, yardımda bulunulanın bunu ispatı gerekir.
2. Manevi Zararlar
Ölen kişinin ailesi, kayıptan kaynaklanan duygusal acı ve sıkıntı nedeniyle manevi tazminat talep edebilir.
Yaralanmalı Trafik Kazası Davasında İstenebilecek Zararlar
Yaralamalı trafik kazası tazminat davasında talep edilebilecek zararlar genellikle maddi ve manevi zararları içerir. Tazminat talepleri, kazaya karışan tarafların kusur oranına, yaralanan kişinin durumuna ve yaşanan maddi kayıplara bağlı olarak değişebilir. Genel olarak yaralamalı trafik kazası tazminat davasında talep edilebilecek bazı zararlar:
Bedensel Zararlar
Trafik kazalarında bedensel bütünlük zararı, kişinin doğal koşullar altında tam ve normal bir yapıya sahip bedeninin ya da ruhunun trafik kazası sonucunda zarara uğramasıdır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Md. 54’de bedensel zararlar;
MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
- Tedavi giderleri.
- Kazanç kaybı.
- Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde tanımlanmıştır.
Trafik kazası sonucunda, şahısta bir ya da daha fazla organın kaybı; duyunun noksanlığı; dış görünüşünün değişmesi; kaza nedeniyle oluşan kalıcı ruhsal bunalım bedensel zarar olarak nitelendirilebilir. Bu zararlar karşısında yukarıda bahsedilen zarar kalemleri nedeniyle maddi tazminat davası açılabilir.
Tedavi giderleri
Trafik kazası neticesinde zarar görenin sağlığına kavuşması için gerekli olan; hastane, muayene, tahlil, teşhis, tedavi, ameliyat, ilaç ve munzam gıda, protez, ortopedi, tedavi maksatlı ulaşım ve ikamet masrafları genel olarak tedavi masrafları olarak sayılabilir.
Tedavi giderlerine ait belgelerin açılacak davanın dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Hali hazırda yapılan masraflar haricinde ileride yapılması muhtemel zorunlu masraflar da istenebilir. Yapılan masraflar, mahkemece konusunda uzman tıbbi bilirkişilere inceletilebilir. Kazanın tesiri ile yapılan masraflara ait belgelerin bir kısmı vakit ve imkân yetersizliğinden toplanamamış olabilir. Bu durumda beyan edilen masraflar maddi tazminat bilirkişisi tarafından emsalleri ile orantılanarak takdir edilebilir.
Tedavi giderlerinin yalnızca iyileştirici maksatla yapılmış olması şart değildir. Oluşan sakatlık ya da hastalığın artmasını önleyici tedavi giderleri de kabul edilir. Mahkeme bunun için de tıbbi bilirkişiye başvurabilir.
Tedavi masraflarının süresi, geçici iş göremezlik süresi ile sınırlıdır. Bazı istisnai haller de mevcuttur. Bunlara, yaralanmanın çeşidine göre her yıl tekrar edilmesi gereken tedaviler (kontrol muayeneleri, fizik tedavileri, kaplıca tedavileri gibi), belirli bir kullanımdan sonra yenilenmesi gereken korse ve protezler örnek olarak verilebilir. Bu masrafların olacağı yine uzman tıbbi bilirkişi tarafından belirtilmelidir. Bu masraflar henüz yapılmadığından, maddi tazminat bilirkişisi tarafından yapılan varsayımsal hesaplama ve peşin değer uygulanması ile bulunur.
Çalışma Gücünün Kaybından Doğan Zararlar (Kazanç Kaybı)
6098 sayılı Borçlar kanununda çalışma gücü kaybı “Kazanç Kaybı” olarak yer almıştır. Kaza nedeniyle ruh ve beden sağlığı ihlal edilen kimse, iş ve gücünden kalarak çalışamamış olabilir. Bu durum zararı oluşturur. Bu zarara iş göremezlik de denir. Bu iş göremezlik, geçici ya da sürekli olabilir. Sürekli iş göremezlik ise kısmi ya da tam zarar olabilir. Bunları kısa kısa inceleyelim.
Geçici İş Göremezlik (Geçici Kazanç Kaybı)
Kaza nedeniyle iş göremez hale gelen kimsenin, açılan davadan önce tam olarak iyileşmesi ya da şifa bulması halinde geçici iş göremezlikten söz edilir. Bu süre içindeki zararının hesabında, kişinin çalışamadığı süre içinde yerine çalıştırdığı kişiye ödeyeceği ücret; tedavi süresince mahrum olduğu ücretler; tedavi süresince hastalığı ile ilgili ödediği (varsa) bakıcı, refakatçi ücretleri sayılabilir.
Sadece meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanlar değil, tedavi ve iyileşme süresince günlük işlerini yapamayanlar, örneğin kaza sonrası yaralanma ve sakatlanma nedeniyle kendi ev hizmetlerini bir süre yapamayan ev hanımları da “geçici iş göremezlik tazminatı” isteyebilirler. Trafik kazasında sakatlanıp bir süre okuluna gidemeyen ve bu yüzden yıl kaybına uğrayan öğrenci de, çalışma yaşamına bir yıl geç kalmış olması nedeniyle gelecekteki kazanç kaybını tazminat olarak isteyebilir.
Geçici iş göremezlik süresi, sadece tıbbi tedavi süresi ile sınırlı değildir. Aynı zamanda iyileşme yeniden çalışmaya başlama süreside söz konusudur ve bu süre tedavi süresinden daha uzun olabilir. Örneğin, hastaneden taburcu olduktan sonra, kazazedenin bir süre evde dinlenmesi gerekli görülebilir. İyileşme süresi, yapılan işe, mesleğe ve bedensel zararın türüne göre farklı olabilir. Sonuç olarak bu süreçteki kazazedenin çalışamaması ya da iş görememesinden kaynaklı meydana gelen maddi ve manevi zararlar sebep olan taraftan tazmin edebiliriz.
Sürekli İş Göremezlik
Zarar gören gördüğü tedavilere rağmen çalışma gücünü kısmen ya da tamamen kaybetmiş olabilir. Bu durumda sürekli iş göremezlik raporu alıncaya kadar olan durumu için geçici iş göremez, rapordan sonraki durumu için sürekli iş göremez hale gelir.
Zarar gören bundan sonraki yaşamında çalışabilecek ancak sağlam emsallerine göre ilave güç harcamak zorunda kalacaksa kısmi sürekli iş göremez hale gelmiş olur. Buna “Efor Kaybı” da denmektedir. Bu durumu açtığı davayı gören mahkemece Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek alacağı raporla belirlenir. Raporda, zarar görenin “Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı” ya da “İş/Çalışma Gücü Kayıp Oranı” belirlenerek bildirilir. Yapılacak hesaplamada zarar, bu kayıp oranına göre belirlenir.
Bazı durumlarda zarar gören bundan sonraki yaşamında tamamen çalışamaz duruma gelebilir. Bu durumda Adli Tıp Kurumu Raporunda Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı, % 100 olarak verilir. Bu durumda zararda indirime gidilmez. Ayrıca raporda “Başkalarının Yardım ve Desteği ile Yaşamına Devam Edebilir” şeklinde bir saptama yapılmışsa, zarara bakıcı giderleri de eklenir.
Ekonomik Geleceğin Sarsılmasından Doğan Kayıplar
Bazı meslek gruplarında çalışanlar için oluşan zarar bu mesleği yapmasına engel olabilir. Bir ses sanatçısının ses tellerinin zarar görmesi; bir futbolcunun futbol yaşamının sona ermesi; bir artistin yüzünden yaralanması ve kalıcı iz oluşması; bir piyanistin parmaklarını kaybetmesi; bir genç kızın yüzünde kalıcı yanık oluşması birer örnek olarak sayılabilir. Bu durumda hâkim durumu değerlendirerek ekonomik geleceğinin sarsıldığına karar verirse, hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedebilir.
Zarar Görenin Ölümü Halinde Oluşan Zararlar
Trafik kazası nedeniyle zarar gören vefat etmiş ise oluşan zarar, “Destekten Yoksun Kalma Zararı” ve “Cenaze Giderleri”dir. İstisnai olarak zarar gören bir süre yaşamış ve tedavi görmüş ve sonra vefat etmişse; ölünceye kadar olan zararı bedensel zarar; öldükten sonraki zararı ise destekten yoksun kalma zararıdır. Bedensel zarardan kaynaklanan hak ediş, kanuni mirasçılarına verilir. Destekten yoksun kalınan zarar ise destek pay sahiplerine verilir.