Boşanma Davasında Yoksulluk Nafakası
Boşanma, evlilik birliğinin hukuken sona ermesi anlamına gelir ve taraflar için çeşitli mali sonuçlar doğurur. Bu sonuçlardan biri de yoksulluk nafakasıdır. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle ekonomik olarak güç duruma düşen eşin, diğer eşten mali destek almasını sağlayan bir hukuki düzenlemedir.
- Yoksulluk Nafakasının Hukuki Dayanağı
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Kanun, bu nafakanın belirli şartlar altında ve adil bir şekilde ödenmesini düzenler.
- Yoksulluk Nafakasının Şartları
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir :
● Evliliğin Boşanma ile Sona Ermesi
Yoksulluk nafakası, yalnızca boşanma sonucunda talep edilebilir.
● Maddi Olarak Yoksulluğa Düşme
Nafaka talep eden eşin, boşanma sonrası ekonomik olarak zor duruma düşmesi gerekmektedir. Nafaka isteminde bulunan taraf, hiç bir gelirinin olmamasından ve çalışamayacak durumda bulunmasından dolayı kendi kendini geçindiremeyecekse, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunuyor demektir. Başka bir deyişle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan tarafın yoksulluğa düşeceği kabul edilir.
● Talep Şartı
Yoksulluk nafakası, hâkim tarafından re’sen (kendiliğinden) hükmedilen bir nafaka türü değildir. Talep edilmesi zorunludur .Taraflardan biri istemde bulunmadıkça hâkim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez. Diğer bir deyişle, yoksulluk nafakasına ancak yoksulluğa düşecek olan tarafın istemi üzerine karar verilebilir.
● Daha Ağır Kusurlu Olmama
Nafaka talep eden eş, diğer eşe göre daha ağır kusurlu olmamalıdır.Buna karşılık, nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şart değildir. Zaten maddi ve manevî tazminat istemleri ile yoksulluk nafakası istemi arasındaki farklardan biri de budur. Bu itibarladır ki, akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davasında, akıl hastası olan davalı tarafın kusurundan söz edilemeyeceği ve dolayısıyla kendisinden maddi ve manevî tazminat istenemeyeceği halde, eğer şartları varsa akıl hastası davalı tarafın diğer tarafa yoksulluk nafakası ödemesine karar verilebilecektir.
● Nafakanın Diğer Tarafın Mali Gücüyle Orantılı Olması
Hâkimin takdir edeceği yoksulluk nafakasının, bunu ödeyecek olan tarafın (nafaka yükümlüsünün) malî gücüyle orantılı olması da şarttır. Eğer nafaka isteminde bulunmuş olan tarafın lehine evvelce boşanma dolayısıyla manevî tazminata hükmedilmiş bulunuyorsa, yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesinde bu hususun da göz önünde bulundurulması ve istemde bulunan tarafın hükmedilmiş olan manevî tazminata karşın yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin iyice araştırılması gerekir.
Ödenecek yoksulluk nafakası, istemde bulunan tarafın yoksulluğa düşmesini önleyecek ve normal şartlarda onun geçimine yetecek miktarda olmalıdır.
- Yoksulluk Nafakasının Hesaplanması
Hâkim, nafaka miktarını belirlerken çeşitli unsurları göz önünde bulundurur :
● Nafaka alacaklısının ve borçlusunun ekonomik durumları
● Nafaka alacaklısının çalışma kapasitesi
● Boşanmaya sebebiyet veren olaylar
● Tarafların sosyal ve ekonomik hayatları
Hâkim, tarafların mevcut gelirlerini ve yaşam standartlarını değerlendirerek hakkaniyete uygun bir nafaka miktarı belirler.
- Yoksulluk Nafakasının Süresi
Yoksulluk nafakası kural olarak süresizdir. Yoksulluk nafakası boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olur. Bu konuda önemli bir sorun da, yoksulluk nafakasının boşanma kararı kesinleştikten sonra istenip istenemeyeceğidir. Başka bir anlatımla acaba yoksulluk nafakası ne zamana kadar istenebilecektir?
Yargıtay, yeni bir kararında “boşanma davasından sonra yoksulluk nafakasının istenemeyeceğinin kabulü, hak arama özgürlüğünün sınırlaması olur ki bu, Anayasaya aykırıdır. Bu itibarla boşanma kararından sonra da yoksulluk nafakası istenebilir” demek suretiyle tartışmalı konuyu açıklığa kavuşturmuştur. Fakat hemen belirtelim ki, boşanma kararından sonra açılacak davanın boşanma hükmünün kesinleşmesini izleyen bir yıl içinde açılması gerekir, aksi hâlde zamanaşımına uğrar (TMK.m.178).
- Yoksulluk Nafakasının Sona Ermesi
Yoksulluk nafakası kural olarak süresizdir. Ancak bazı durumlarda sona erebilir:
● Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi
● Nafaka alacaklısının veya borçlusunun ölmesi
● Nafaka alacaklısının fiilen evli gibi yaşaması
● Nafaka alacaklısının ekonomik olarak düzelmesi
İrat şeklinde ödenmesi sözleşme veya hâkimin hükmüyle kararlaştırılmış olan maddi tazminat veya yoksulluk nafakası, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
- Yoksulluk Nafakasının Artırılması, Azaltılması ve Kaldırılması
Nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumlarının değişmesi halinde mahkemeye başvurularak artırılabilir, azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir. Maddi tazminat veya yoksulluk nafakası irat şeklinde ödenmekte olduğu takdirde tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir.
● Artırma: Enflasyon veya nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması durumunda talep edilebilir.
● Azaltma: Nafaka borçlusunun gelirinin azalması veya mali durumunun kötüleşmesi halinde mümkündür.
● Kaldırma: Nafaka alacaklısının ekonomik olarak düzelmesi veya nafaka borçlusunun ödeme gücünün tamamen kaybolması durumunda kaldırılabilir.
Nafaka alacaklısı öldüğü takdirde mirasçıları hak talep edebilir mi ?
Nafaka alacaklısı öldüğü takdirde, alacaklının mirasçılarının nafaka alacağını borçludan talep edip edemeyecekleri, nafakanın şekline göre değişik olacaktır. Gerçekten, eğer nafakaya irat şeklinde hükmolunmuşsa, mirasçılar iradın kendilerine ödenmesini isteyemezler. Nafaka alacaklısının ölümü anından itibaren nafaka borcu (iradı) kendiliğinden kalkar. Mirasçılar ancak ölüm anına kadar muaccel olmakla birlikte ödenmeyerek birikmiş iratların ödenmesini talep edebilirler. Nafakaya toptan ödeme şeklinde hükmolunmuşsa ve hükmolunan meblağ nafaka alacaklısına henüz ödenmemiş bulunuyorsa, alacaklının mirasçıları bunu borçludan isteyebilirler.
Sonuç
Türk Medeni Kanunu çerçevesinde yoksulluk nafakası, boşanma sonrası ekonomik dengenin korunmasını amaçlayan önemli bir düzenlemedir. Hâkim, nafaka miktarını belirlerken tarafların ekonomik durumlarını dikkate alarak hakkaniyete uygun bir karar vermektedir. Ancak yoksulluk nafakasının süresiz olması, bazı tartışmalara yol açmakta ve zaman zaman yasal değişiklikler gündeme gelmektedir.
Hukuki sürecin etkin yönetilmesi, doğru stratejilerin belirlenmesi, güvenilir bir işbirliği ile boşanma davanızı en iyi şekilde yönetilebilmesi için hukuki ihtiyaçlarınızı anlayan ve ilgili alanda uzmanlaşmış bir boşanma avukatı ile süreci takip etmenizi önemle tavsiye ederiz.
İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/989 Esas , 2021/2573 Karar ve 24.03.2021 Tarihli İlamı
Yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. Davalı-karşı davacı kadının SGK kaydının olduğu sabittir. Ancak, elde ettiği gelir miktarı belli değildir. Bu nedenle tarafların elde ettikleri gelirin miktarı karar tarihi itibariyle tekrar araştırılıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği (YHGK 2009/3-165-186) hususlarının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.