Boşanma Davası
Boşanma davasında davanın dayanağını oluşturan boşanma sebebinin gerçekleştiği ispat edilirse hâkim, ayrılığa hükmetmediği takdirde boşanmaya karar verir. Ancak, açılmış olan dava ayrılığa ilişkin ise, boşanmaya karar verilemez.
Boşanma davası yenilik doğuran davalardandır, bu sebeple mevcut evliliği kesin surette sona erdirir. Böylece ortak hayat ayrılıkta olduğu gibi sadece fiilen değil, hukuken de ortadan kalkmış olur.
Belirtmiş olalım ki, boşanma davalarında karar kesinleşinceye kadar davanın her aşamasında davadan feragat mümkündür. Feragat, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur.
Boşanma Davasında Davacı
Dava açma hakkı olan eş, özel boşanma sebeplerindeki olguyu veya olayı yaratmamış olan eştir. Genel boşanma sebeplerinden evlilik birliğinin temelinden sarsılması hâlinde ise, kusurlu olsun ya da olmasın kural olarak her iki eşin de dava açma hakkı vardır. Ancak, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan şiddetli geçimsizliğin doğmasında daha fazla kusurlu olan eşin açmış olduğu boşanma davasında davalı eş, TMK.m.166/1 hükmüne dayanarak itirazda bulunmak suretiyle davayı önleyebilir.
Boşanma davası devam ederken davacı ölürse, mirasçılarından biri davayı sürdürebilir. Dava sonunda davalının boşanmada kusurlu olduğu ispat edilirse, kusurlu olan bu davalı eş, ölen davacı eşe mirasçı olamaz ve ölen davacı eş tarafından boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybeder (TMK.m.181/2).
Boşanma Davasında Davalı
Boşanma davası, dava hakkına sahip olan eş tarafından, diğer eşe karşı açılır. Başka bir deyişle, boşanma davasında davalı, özel boşanma sebebindeki olguyu veya olayı yaratmış olan, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında diğer eş, fiilen ise temelden sarsılmanın doğmasında daha fazla kusurlu olan eştir.
Boşanma Davasında Dava Ehliyeti
Boşanma davası açma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu itibarladır ki, sınırlı ehliyetsizlerden “ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar” yasal temsilcilerinin iznine muhtaç olmadan bu haklarını bizzat kullanabilirler. Yani boşanma davasını bizzat açabilirler (TMK.m.16/1). Aynı şekilde, ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar davalı sıfatıyla da bizzat hareket edebilirler. Boşanma davalarında onları yasal temsilcilerinin temsil etmesi söz konusu değildir.
Tam ehliyetsiz olan, yani ayırt etme gücünü kaybetmiş bulunan eşin dava ehliyeti yoktur; yani bu eş boşanma davasını bizzat açamaz. Boşanma davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu için, pek tabiidir ki tam ehliyetsiz kişinin adına yasal temsilcisinin de dava açma yetkisi yoktur. Diğer bir deyişle, boşanmada dava açma konusunda temsil hükümleri geçerli olmaz.
Boşanma Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme
TMK m.168 :
Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Medeni Kanun kadın-erkek eşitliğine yer vererek kocanın yer leşim yerini aynı zamanda karının yasal yerleşim yeri olmaktan çıkardığ için, 168 inci maddesinde yetkili mahkemeyi belirtirken “eşlerden birinin yerleşim yeri” esasını benimsemiştir.
Boşanma davalarındaki yetki kuralları kamu düzeniyle ilgili olmadığından, ilk itiraz yoluyla yetkisizlik itirazında bulunulmadıkça, mahkeme kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez.
Yerleşim yerleri Türkiye’de bulunmayan Türk vatandaşlarının boşanma davaları, yerleşmiş oldukları ülke mahkemesinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde, Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkeme bulunmaması hâlinde ilgilinin oturduğu yer, Türkiye’de oturmuyorsa Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür (MÖHUK. M.28)
Boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir.
Boşanma Davasında Yargılama Usulü
Medeni Kanun, aslında usul hukukuna ait olan bir başka konuyu da düzenlemiştir. Bu ise ispat konusu ile ilgili olan m.184 hükmüdür. Kanun koyucu bu hükümle hâkime, boşanma davalarında kanıtları (delilleri) serbestçe takdir edebilme imkânını vermiştir.
● Hakimin Vicdanen Kanaat Getirmesi
Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz. O hâlde hâkim, davacı eşin ileri sürdüğü olguların ve olayların gerçekten mevcut olduğuna vicdanen kanaat getirmezse, bunlar ispat edilmiş olsalar bile davayı reddedebilecektir.
● Yemin Önerilememesi
Boşanma davasının dayandığı olgular veya olaylar hakkında gerek doğrudan hâkim tarafından, gerek davacı veya davalı tarafından yemin önerilemez .
● İkrarın Hakimi Bağlamaması
Tarafların boşanma davasının dayandırıldığı olguları veya olayları ikrar etmiş olmaları hâkimi bağlamaz (TMK.m.184, b.3). Kanun bu hükmüyle, tarafların önceden anlaşmak suretiyle boşanmalarına engel olmak istemiştir. Davalı koca davacı karısına pek kötü ya da onur kırıcı davranışta bulunduğunu, örneğin onu dövdüğünü, hakaret ettiğini mahkemede ikrar etse dahi, hâkim bu ikrarla bağlı olarak boşanmaya karar vermek zorunda değildir.
● Kanıtların Serbestçe Takdiri
Hâkim kanıtları serbestçe takdir eder. Bu hüküm, yukarıdan beri açıklamaya çalıştığımız kuralların doğal sonucudur.
● Duruşmanın Gizli Yapılması
Hâkim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir (TMK.m184, b.6).
Hukuki sürecin etkin yönetilmesi, doğru stratejilerin belirlenmesi, güvenilir bir işbirliği ile boşanma davanızı en iyi şekilde yönetilebilmesi için hukuki ihtiyaçlarınızı anlayan ve ilgili alanda uzmanlaşmış bir boşanma avukatı ile süreci takip etmenizi önemle tavsiye ederiz.