Cumartesi, Aralık 27, 2025
Whatsapp
  • Gizlilik Politikası
  • S.S.S
  • Hakkımızda
Muteber Hukuk
  • Anasayfa
  • Makaleler
    • Tazminat Hukuku
    • Tüketici Hukuku
    • Sağlık ve Tıp Hukuku
    • İcra ve İflas Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Belgeler/Dilekçeler
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Fikri Mülkiyet Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Bilişim Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Ticaret Hukuku
    • Şirketler Hukuku
    • Vergi Hukuku
    • Vatandaşlık Hukuku
    • İş Hukuku
    • Aile ve Boşanma Hukuku
  • Hizmetlerimiz
    • Aile ve Boşanma Hukuku
    • Ceza Davaları
    • Fikri Mülkiyet Davaları
    • Gayrimenkul Davaları
    • İş Davaları
    • Miras Davaları
    • Ticaret ve Şirket Davaları
    • Uluslararası Davalar
    • İcra ve İflas Hukuku
  • Kurumsal
    • Hakkımızda
    • Yazarlarımız/Avukatlar
      • Av. Batuhan ATALAR
      • Av. HAMZA ÇOLAK
  • S.S.S
  • iletişim
  • Giriş
No Result
View All Result
Muteber Hukuk
No Result
View All Result
Home Miras Hukuku

Mirasın Reddi 2025

Av. Batuhan ATALAR by Av. Batuhan ATALAR
27 Aralık 2025
in Miras Hukuku
Okuma Süresi:15 dakika okuma
129 4
A A
0
152
SHARES
1.9k
VIEWS
ChatGPT'ye SorWhatsApp'ta PaylaşFacebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
İçerik
1 Mirasın Reddi
1.1 Mirasın reddi nedir?
1.2 Mirasın Reddinin Türleri
1.2.1 Gerçek Ret ( İradi Ret )
1.2.2 Hükmen Ret (Kanundan Doğan Ret Karinesi)
1.3 Ret Süresi
1.4 Yetkili Merci ve Şekil
1.5 Ret Hakkının Düşmesi ve Örtülü Kabul Riski
1.6 Önerilen Makaleler
1.7 Vasiyetnamenin İptali 2025
1.8 Vasiyetnamenin Açılması ve Tenfizi 2025
1.9 Miras Sebebiyle İstihkak Davası 2025
1.10 Tenkis Davası
1.11 Reddin Sonuçları
1.12 Reddin İptali (Mirasçının Alacaklılarının Korunması)
1.13 Mirası Reddedenin Sorumluluğu (Ödemeden Aciz)
1.14 Sonuç

Mirasın Reddi

Miras hukukunun temel kabullerinden biri, mirasın mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılara bir bütün olarak geçmesidir. Bu geçiş yalnızca malvarlığı kazanımı doğurmaz; aynı zamanda mirasbırakanın borçlarının da mirasçılara intikal etmesi sonucunu doğurur. Türk Medeni Kanunu, mirasçıların, kural olarak mirasbırakanın aynî haklarını ve alacaklarını doğrudan kazandıklarını; bununla birlikte mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olduklarını kabul eder. Bu çerçevede miras, yalnızca bir kazandırma değil, aynı zamanda mirasçının ekonomik kaderini etkileyebilecek bir yük niteliği de taşır. Mirasın reddi kurumu, işte bu yük unsurunun sınırsız biçimde mirasçı üzerinde kalmasını önleyen, mirasçıya belirli koşullarda miras ilişkisinden çıkma imkânı tanıyan bir güvenlik supabıdır.

Türk Medeni Kanunu m.605 :

Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.

Mirasın reddi nedir?

Mirasın reddi (reddi miras), yasal veya atanmış mirasçının, mirasbırakanın ölümü üzerine kendisine geçen mirası kayıtsız ve şartsız olarak kabul etmediğini; mirasçılık sıfatını ve mirasa bağlı hak/borç ilişkisini üstlenmek istemediğini hukuk düzenine bildirmesidir. Kanun koyucu bu beyanı belirli şekil ve süre şartlarına bağlamış; bu şartlar gerçekleştiğinde ret beyanına bozucu yenilik doğuran bir etki tanımıştır. Ret, yalnızca bir niyet açıklaması değildir; usulüne uygun yapıldığında mirasçının mirasçılık sıfatını ortadan kaldıran, miras payının sonraki hak sahiplerine kanunun öngördüğü dağıtım mekanizmasına göre intikalini tetikleyen sonuçlar doğurur. Ret hakkının yasal dayanağı Türk Medeni Kanunu m. 605 ve devamıdır.

Mirasın Reddinin Türleri

Gerçek Ret ( İradi Ret )

Gerçek ret, mirasçının kanunda öngörülen süre içinde ve kanunda öngörülen şekle uygun biçimde sulh hukuk merciine yönelttiği açık ret beyanıdır. Bu ret türünde mirasçının aktif bir irade açıklaması vardır; miras, mirasçı tarafından reddedilir. Türk Medeni Kanunu m. 609, mirasın reddinin sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılacağını; reddin kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini; beyanın tutanakla tespit edilip özel kütüğe yazılacağını düzenler.

Gerçek ret, öğretide çoğunlukla “bozucu yenilik doğuran” bir hak olarak değerlendirilir. Süresinde ve usulünce kullanılan ret beyanı, mirasçının mirası kazanmasına ilişkin sonuçları geriye etkili biçimde bertaraf eder.

Hükmen Ret (Kanundan Doğan Ret Karinesi)

Hükmen ret, mirasçının ayrıca bir ret beyanında bulunmasına gerek olmaksızın, mirasbırakanın ölüm tarihinde ödemeden aczinin açıkça belli olması veya resmen tespit edilmiş bulunması halinde mirasın reddedilmiş sayılmasıdır. Kanun bu durumda mirasın kendiliğinden reddedilmiş sayılacağını kabul ederek, mirasın mirasçının susmasıyla kazanılmasının tipik sonucu olan borç sorumluluğuna önemli bir istisna getirmiştir. Hükmen ret, özellikle terekenin borca batık olduğu, mirasın borç yükü nedeniyle mirasçı bakımından katlanılamaz hale geldiği olaylarda önem kazanır. Uygulamada hükmen ret çoğu kez, terekenin borca batık olduğunun tespiti veya mirasın hükmen reddinin tespiti talepli bir dava ile görünür olur.

Hükmi ret bir karine olduğu için mirasçıların ret beyanına gerek yoktur. Yine de mirasçılar sulh mahkemesine ret beyanında bulunabilirler. Açılacak bir davada hükmî reddin şartlarının bulunup bulunmadığını mahkeme tespit eder. Hükmî ret her zaman ileri sürülür. Bu bir def’i değil, bir itirazdır. Hükmî ret halinde de miras, miras bırakanın ölümü ile mirasçılara geçer. Ancak mirasçının, mirası reddettiğini bildirmesi gerekmez. Mirasçının mirası kabul ettiğini bildirmemesinin mirası ret ettiği anlamına geleceğine ilişkin bir karinenin varlığı kabul edilmektedir.

Mirasçıların mirasbırakanın borçlarını ödemeden acz olmasına rağmen mirasçı olmak istemeleri halinde, mirası resmen kabul ettiklerini açıkça beyan etmeleri gerekir. Mirasçı, mirası kabul ettiğini beyan etmemiş, fakat tereke mallarını, kendi malvarlığını karıştırmış ise, mirası resmen kabul etmiş sayılır (TMK 670/2). Kanun koyucu kabul beyanı için bir süre öngörmemiştir. Mirasın reddine ilişkin hükümler kıyasen buraya da uygulanmalıdır.

Ret Süresi

Gerçek ret bakımından genel kural, mirasın üç ay içinde reddedilebilmesidir. Bu süre hak düşürücü nitelikte kabul edildiğinden, sürenin geçirilmesi halinde kural olarak ret beyanı sonuç doğurmaz ve miras kayıtsız şartsız kazanılmış sayılır. Türk Medeni Kanunu m. 606, üç aylık süreyi düzenler.

Sürenin başlangıcını ise mirasçının statüsüne göre farklılaştırır. Yasal mirasçılar bakımından (aksi ispat edilmedikçe) mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten; atanmış mirasçılar bakımından ise ölüme bağlı tasarrufun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren süre işlemeye başlar.

Terekenin yazımı yapılmışsa, ret süresinin başlangıcı yazım işleminin bittiğinin sulh hâkimi tarafından bildirilmesine bağlanmıştır (TMK m. 607).

Ayrıca mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkının kendi mirasçılarına geçmesi ve bunlar bakımından sürenin nasıl işleyeceği de TMK m. 608’de özel olarak düzenlenir. Ret hakkına sahip mirasçı, ret süresi dolmadan ölmüşse, halefiyet yoluyla yerine geçen mirasçının iki ret hakkı söz konusu olur (TMK 608/1). Daha sonra mirasçı olanlar için ret süresi, kendi mirasbırakanına mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten başlar. Ancak kendi mirasbırakanına geçen mirasın reddi için mirasçıya tanınan süre dolmadıkça ret süresi sona ermez; çünkü, mirasçının daha kendi mirasbırakanından geçen mal varlığı hakkında karar vermeden, kendi mirasbırakanına geçen malvarlığı hakkında karar vermesi beklenemez.

Mirasçı her iki mirası ret edebilir veya kendi mirasbırakanından kalanı kabul edip, mirasbırakanına kendi mirasbırakanından kalanı ret edebilir. Fakat mirasbırakanının mirasını ret edip, ona (mirasbırakanına) kalan mirası kabul edemezler; çünkü burada miraslar karışmıştır.

Yetkili Merci ve Şekil

Mirasın reddi çoğunlukla hasımsız bir yargısal işlem niteliğindedir; mirasçının irade açıklaması sulh hukuk mahkemesine yöneltilir. TMK m. 609 uyarınca ret beyanı sözlü veya yazılı olarak yapılır, hâkim beyanı tutanakla tespit eder ve ret beyanı özel kütüğe yazılır. İsteyen mirasçıya reddi gösteren belge verilebilir. Şekil şartının amacı, mirasçının düşüncesiz irade beyanlarıyla miras ilişkisinden çıkmasını önlemek, aynı zamanda üçüncü kişiler (özellikle alacaklılar) bakımından hukuki güvenliği temin etmektir.

Ret Hakkının Düşmesi ve Örtülü Kabul Riski

Kanun, mirasçının üç aylık süre içinde ret beyanında bulunmamasını, kural olarak mirası kayıtsız şartsız kazanma sonucu ile bağlar (TMK m. 610/1). Buna ek olarak, mirasçının tereke işlemlerine karışması, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işler yapması, tereke mallarını gizlemesi veya kendisine mal etmesi gibi davranışlar da ret hakkını düşürebilir. Bu düzenleme, mirasçının bir yandan tereke üzerinde tasarruf edip diğer yandan borçlardan kaçınmasını engellemeyi hedefler.

Bununla birlikte, zamanaşımı veya hak düşürücü sürelerin dolmasına engel olmak için dava açılması ya da cebri icra takibi yapılmasının, tek başına ret hakkını ortadan kaldırmayacağı da hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, E. 2024/471 K. 2025/158 T. 09.01.2025 tarihli kararında ; “Tapu kayıtları incelendiğinde, murisin öldüğü 14.07.2016 tarihinde terekesinin aktifinde bulu ve muris adına kayıtlı 416 ada 12 parsel sayılı taşınmazda 07.01.2019 tarihinde intikal işlemi yapılarak davacı da dahil olmak üzere tüm mirasçılar adına paylı mülkiyet oluştuğu tespit edilmiştir. 07.01.2019 tarihli intikal senedi incelendiğinde, mirasçılar …, … ve …’nin bizzat talepte bulunarak katıldığı, davacı …’nun ise intikal yetkisi içeren vekaletname suretiyle …’yi vekil olarak atadığı ve işleme vekaleten katıldığı anlaşılmıştır.

İntikal işlemi yapılan taşınmazın murisin ölüm tarihindeki değerinin 188.451,20 TL olduğu, Dosya kapsamındaki aktif terekenin 505.206,94 TL, pasif terekenin ise 745.799,64 TL olduğu dikkate alındığında, intikale konu değerin cüzi bir miktar da oluşturmadığı gözetilerek davacının bahsi geçen intikal işlemi ile TMK’nın 610/2. maddesi uyarınca terekeyi benimsediği, artık ret talebinde bulunamayacağı göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.” demiştir.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, E. 2020/3407 K. 2021/613 T. 04.02.2021 tarihli kararında ; “Davacı, davalıların murisinin alacaklısıdır. Kanun koyucu murisin alacaklılarına mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanı tanımıştır. Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar (TMK m. 618 f.I). Murisin alacaklılarının korunması belirtilen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için; miras açılmış olmalı, ödemeden aciz bir muris bulunmalı, miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalı tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş olabilir. Borç, mirasbırakana ait olmalıdır. Miras bırakanın ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir. İspat yükü davacıdadır. Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK m 575).

Somut olaya gelince; mahkemece, murisin hesabında bulunan ve babası … tarafından gönderildiği tespit edilen 89.000,00 TL’nin mirasçılara ödenmesinin askeri mahkeme kararına dayalı olarak yapılmış olması nedeni ile, mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü değer olmadığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

Önerilen Makaleler

Vasiyetnamenin İptali 2025

12 Aralık 2025
1.9k

Vasiyetnamenin Açılması ve Tenfizi 2025

30 Ekim 2025
1.9k

Miras Sebebiyle İstihkak Davası 2025

7 Ağustos 2025 - Updated on 30 Ekim 2025
2k

Tenkis Davası

14 Mart 2025 - Updated on 30 Ekim 2025
2k

Ege Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 01/02/2011 tarihli 2012/35 sayılı el koyma kararı ile muris …’ün hesaplarında bulunan 204.971.00 TL’ye bloke konulmuş, el koyma kararına yapılan itiraz üzerine Hava Kuvvetleri Komutanlığı Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 17.2.2012 tarih 2012/80 müteferrik sayılı kararı ile murisin hesabında bulunan paranın 89.000,00 TL’sinin babası … tarafından 13/01/2012 tarihinde EFT ile gönderildiği tespit edilerek bu kısım üzerindeki el koymanın kaldırılmasına karar verilmiş, davalı mirasçılar da bu parayı 16.03.2012 tarihinde almışlardır. Askeri mahkemenin el koyma kararı ve el koyma kararının kaldırılması kararları murisin hesabındaki paranın suç unsuru olup olmadığı ile ilgili kararlardır. El koyma kararının kaldırılması ile tasarruf edebilme imkanı doğar, el koyma kararının kaldırılmasından sonra mirasçılar kendi iradeleri ile murisin hesabındaki 89.000,00TL’yi alarak, 16.03.2012 tarihinde verdikleri veraset ve intikal vergi beyannamesinde intikal eden menkul mal olarak bu değeri göstermişlerdir.

Mahkemece, davalıların murisi …’ün hesabında bulunan 204.971.00 TL’den el koyma kararı kaldırılmış kısım olan 89.000,00 TL’sinin mirası reddeden mirasçılar tarafından alınarak mal edinildiğinden terekenin benimsendiği kabul edilerek, davanın kabulü ile mirasın reddinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” demiştir.

Reddin Sonuçları

Ret ile ret eden mirasçının mirasçılık hakkı sona erer. Ret, mirasın açılışına kadar geriye yürür. Ret, mirasbırakanın ret eden mirasçıya yaptığı ölüme bağlı tasarrufları etkilemez.

Yasal mirasçılardan birinin mirası reddetmesi halinde, reddeden mirasçının payı miras açıldığı anda kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer (TMK m. 611/1). Atanmış mirasçı reddederse, aksine bir irade ölüme bağlı tasarruftan anlaşılmadıkça payın en yakın yasal mirasçılara kalacağı kabul edilir (TMK m. 611/2). Bu mekanizma, reddin geri dönük etkisini ve mirasçılık sıfatının sanki hiç doğmamış gibi ortadan kalktığını gösterir.

En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen mirasın akıbeti, mirasın bir sonraki zümreye otomatik olarak geçmesi şeklinde basitçe açıklanamaz. TMK m. 612’ye göre bu durumda miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. Bu hükmün amacı, terekenin borçlarının düzenli şekilde ödenmesini sağlamak ve ancak arta değer kalması halinde bu değerin yine kanunun öngördüğü hak sahiplerine yönelmesini temin etmektir.

Altsoyun tamamının reddi halinde, bunların payının sağ kalan eşe geçeceğine ilişkin özel kural da TMK m. 613’te yer almaktadır. Türk Medeni Kanun’un 613’üncü maddesi altsoyun tümü’nün mirası reddetmesi durumunda, bunların paylarının sağ kalan eşe geçeceği esasını kabul etmiştir. Bu düzenleme ile Kanun koyucu, altsoyun mirası ret etmesi halinde, ikinci zümre mirasçıların değil, bu retten sağ kalan eşin yararlanmasının daha isabetli olacağı görüşünü benimsemiştir.

Kanun, mirasçıların ret beyanında bulunurken, kendilerinden sonra gelen mirasçılara kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebileceklerini kabul eder (TMK m. 614). Bu halde ret, sulh hâkimi tarafından sonraki mirasçılara bildirilir; onlar bir ay içinde kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar; devamında miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve arta kalan değerler önce gelen mirasçılara verilir. Öte yandan, üç aylık ret süresi her olayda mirasçı bakımından fiilen kullanılabilir olmayabilir. Kanun bu ihtimale karşı sulh hâkimine, önemli sebeplerin varlığı halinde ret süresini uzatma veya yeni bir süre tanıma yetkisi vermiştir (TMK m. 615).

Reddin İptali (Mirasçının Alacaklılarının Korunması)

Mirasın reddi, bazı durumlarda mirasçının kendi alacaklılarını zarara uğratma amacıyla kötüye kullanılabilir. TMK m. 617, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddetmesi halinde, alacaklılara veya iflas idaresine, yeterli güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali davası açma imkânı tanır.

Mahkeme reddin iptaline karar verirse miras resmen tasfiye edilir; reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan önce itiraz eden alacaklıların, sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir; kalan değerler ise ret geçerli olsaydı bundan yararlanacak mirasçılara verilir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2024/5758 E. , 2025/187 K ve 07/01/2025 Tarihili kararında ; “Davalının murisinden kalan mal varlığını, bilirkişi raporuna göre, borca batık olmamasına karşın reddettiği, davacı … yönetiminin ise davalı hakkında başlattığı takibin sonuçsuz kalması nedeniyle geçici aciz belgesi mahiyetindeki haciz tutanağına dayanarak mirasın reddi işleminin iptalini talep ettiği, davalının mirası reddetmesine rağmen veraset ve intikal vergi beyannamesi ibraz ettiği, borca batık olmayan mirası reddetmesinin ise alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğini gösterdiği, TMK 617. maddesi uyarınca davalının bu mahiyetteki red işleminin iptalinin alacaklı tarafından red tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde talep edebileceği, ancak alacaklının yaptığı bir takip sırasında borçlunun mal varlığını araştırması ve öğrenmesinin mümkün olması nedeniyle bu tarihin öğrenme tarihinden itibaren başlaması gerektiği, buna göre davacının talebinin yerinde olduğu, davacının alacak hakkına dayanarak mirasın reddinin iptali talep etmesinin tasarrufun iptali ile birlikte istenmesinin hukuka uygun olduğu, zira alacak hakkının dışında bir iptal isteminin söz konusu olamayacağı vicdani kanaatine varılmakla, davanın kabulü ile Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mah. 2013/623 E 2013/772 K sayılı ilamı ile davalının mirasın gerçek reddi tasarrufunun alacaklılardan mal kaçırma amacıyla apıldığı sabit olmakla tasarrufun davacı yönünden iptaline, davacıya dava konusu Eskişehir İli, …..İlçesi ….. Mah. 10331 ada 1 parsel 10509 ada 1 parsel, 2353 ada 2 parsel, 11557 ada 26 parsel sayılı taşınmazlar ve …… plakalı araç üzerindeki mirasın reddi işlemini iptali ile davalıya intikal edecek olan miras payı üzerinde davacı tarafa Eskişehir 6. İcra Müd. 2012/5347, 2012/4415, 2012/4223 ve 2012/4111 E dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzre cebri icra yetkisinin tanınmasına karar verilmiş,

Değerlendirme ve gerekçe bölümünde açıklanan sebeplerle davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA “ demiştir.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, E. 2015/12653 K. 2016/2580 T. 01.03.2016 tarihli kararında ; “Somut olayda davacı, davalı mirasçının alacaklısıdır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, kendi alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları kendilerine yeterli bir güvence verilmediği taktirde ret tarihinden başlayarak 6 ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler (TMK 617/1). Mirasçının alacaklılarının korunması belirtilen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için miras açılmış olmalıdır.

Miras süresinde reddedilmelidir. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı bulunmalı ve malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı tarafından alacaklılarına zarar vermek amacıyla miras reddedilmiş olmalıdır. Ayrıca mirasçının alacaklılarına yeterli güvence vermemiş olması gereklidir. Mirasçının malvarlığının borcunu ödemeye yetip yetmediğinin tespiti bankalara, tapu sicil müdürlüklerine ve trafik tescil şube müdürlüğüne yazılacak yazılarla ve zabıta marifetiyle araştırma yapılarak mirasçının malvarlığının belirlenmesi ile mümkündür.” demiştir.

Mirası Reddedenin Sorumluluğu (Ödemeden Aciz)

Kanun, borca batık mirasbırakanın mirasının reddedilmesi halinde dahi, belirli durumlarda mirasçıların sorumluluğunu tamamen sıfırlamaz. TMK m. 618’e göre, ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, mirasbırakanın alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde mirasbırakandan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar. Olağan eğitim/öğrenim giderleri ve âdet üzere verilen çeyiz bu sorumluluğun dışındadır; iyiniyetli mirasçılar ise ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu tutulur.

Mirası ret eden mirasçının sorumluluğu, mirasçı kötüniyetli ise, aldığı kazandırma ile sorumludur. Kötüniyetli mirasçı, kendisine sağlararası bir kazandırma yapıldığında, mirasbırakanın borca batık olduğunu bilen veya bilmesi gereken mirasçıdır.

İyiniyetli mirasçı, buna karşılık geri verme zamanında ki zenginleştiği ölçüde sorumlu olur (TMK 618/3).

Sonuç

Mirasın reddi pratiğinde doğru kurum, doğru zaman ve doğru işlem üçlüsü belirleyicidir. Terekenin borçlu olabileceği şüphesi varsa, mirasçının kendi adına tereke üzerinde tasarruf veya olağan dışı işlem yapmaktan kaçınması örtülü kabul riskini azaltır. Gerçek ret düşünülüyorsa, üç aylık sürenin başlangıcı (ölümü öğrenme veya resmî bildirim) titizlikle belirlenmeli; gerekiyorsa TMK m. 615 kapsamında süre uzatımı talebi gündeme alınmalıdır. Borca batıklık çok kuvvetliyse, olayın özelliklerine göre hükmen retin tespiti yoluna gidilmesi ve ölüm tarihi itibarıyla borca batıklığın delillendirilmesi gerekebilir. Mirasçının kendi alacaklıları bakımından riskli bir ret söz konusuysa, TMK m. 617 kapsamında reddin iptali davası ihtimali ve altı aylık süre de ayrıca göz önünde tutulmalıdır.

Mirasın reddi, miras hukukunun “mirasın kendiliğinden kazanılması” ilkesini, sosyal ve ekonomik gerçekliklerle uyumlu hâle getiren temel bir emniyet supabıdır. Bununla birlikte, ret beyanının süre, şekil ve sonuç bakımından sıkı kurallara tabi olması; ret hakkının düşmesi, zımnî kabul tartışmaları ve alacaklıların korunmasına ilişkin hükümlerle birlikte düşünüldüğünde, kurumun yalnızca mirasçıyı değil, aynı zamanda tereke düzenini ve alacaklılar dengesini de koruyan bütüncül bir yapı kurduğu anlaşılır.

Hukuki sürecin etkin yönetilmesi, doğru stratejilerin belirlenmesi, güvenilir bir işbirliği miras davanızı en iyi şekilde yönetilebilmesi için hukuki ihtiyaçlarınızı anlayan ve ilgili alanda uzmanlaşmış bir miras avukatı ile süreci takip etmenizi önemle tavsiye ederiz.

Av. Batuhan ATALAR

Av. Batuhan ATALAR

Av. Batuhan ATALAR , Karadeniz Teknik Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. 2019 yılından bu yana avukatlık mesleğini icra etmektedir. Özellikle aile ve boşanma hukuku , tazminat hukuku , taşınmaz hukuku , sigorta hukuku , icra ve iflas hukuku ve miras hukuku uzmanlık alanlarıdır. Halen değerli müvekkillerine her türlü hukuki konuda profesyonel avukatlık hizmeti vermektedir.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Muteber Hukuk

Hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetlerinde güveniniz.

Sosyal Medya hesaplarını takip edin:

Son Makaleler

  • Mirasın Reddi 2025
  • Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi 2026
  • Vasiyetnamenin İptali 2025

Kategori

  • Aile ve Boşanma Hukuku
  • Bilişim Hukuku
  • Ceza Hukuku
  • Fikri Mülkiyet Hukuku
  • Gayrimenkul Hukuku
  • İcra ve İflas Hukuku
  • İdare Hukuku
  • İş Hukuku
  • Miras Hukuku
  • Sağlık ve Tıp Hukuku
  • Şirketler Hukuku
  • Tazminat Hukuku
  • Tüketici Hukuku
  • Vatandaşlık Hukuku
  • Vergi Hukuku

Yeni Makaleler

Mirasın Reddi 2025

27 Aralık 2025
İpoteğin Fekki (terkin) 2025

Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi 2026

15 Aralık 2025
  • Gizlilik Politikası
  • S.S.S
  • Hakkımızda

© 2025 Muteber Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır.

Tekrar hoş geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz?

Şifrenizi Geri Alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yapın
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Makaleler
    • Aile ve Boşanma Hukuku
    • Belgeler/Dilekçeler
    • Bilişim Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • İş Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Tazminat Hukuku
    • İcra ve İflas Hukuku
    • Sağlık ve Tıp Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Şirketler Hukuku
    • Vergi Hukuku
    • Vatandaşlık Hukuku
    • Tüketici Hukuku
    • Fikri Mülkiyet Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Sağlık ve Tıp Hukuku
    • Ticaret Hukuku
  • Hizmetlerimiz
    • Uluslararası Davalar
    • Fikri Mülkiyet Davaları
    • Miras Davaları
    • Gayrimenkul Davaları
    • Ticaret ve Şirket Davaları
    • İş Davaları
    • Aile ve Boşanma Hukuku
    • Ceza Davaları
  • Hakkımızda
  • Yazarlarımız/Avukatlar
    • Av. Batuhan ATALAR
    • Av. HAMZA ÇOLAK
  • S.S.S
  • İletişim

© 2025 Muteber Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır.

Bu site çerezler kullanmaktadır. Siteyi kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik ve Çerez Politikası sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.